Uzadı pazarlarda kuyruklar
Satıcılar alabildiğine
Dürüstler azaldı cahiller çoğaldı
Ekmek parası peşinde
Oyun oynayan yoksullar
Şehir şehirlikten çıktı
Bana bir şeyler söyle
Susmasın dudakların
Yalnızlık yaklaşmasın
Her gece üzerime
Bana bir şeyler söyle
Yazarlar çizerler..
Bir köşede.
Toplanmışlarda insanlara yardım ederler.
Nice dilek,nice istek.
Parmaklar; yazarlar avlusunda uzun binaların.
Yırtarlar,buruştururlar.
Sevenleri gölgelerinden tutup ayırdılar...
Kuyruğunu bırakıp kaçan kertenkelenin;
Yada kıkır kıpır denizden çıkmış bir yüzgecin,
Ve son dansında geçmiş kadının;
Alnında parlak güneşleriyle yaşamın,
Bilirsin…
Ne uzaklar tanıdım,
Ne uzaklar öğrettin bana.
Oysa başucumda,
Alın yazım.
Bilirsin…
Geceler mi uzak yoksa yoksulluğum mu?
Efkarım geceden saklı ansızlığım önünde
Ben senden uzakta,sen karşı yakada
Hala beni hatırlıyor musun?
Unutuyor musun beni devrilen yıllar önünde
Sanma hergün bu avuçlar;
İnsanların yüzlerine bakıp bakıp,
Dolacaklar.
Büyük olur düşerimiz yaşam kadar.
Bakarsın seni bir gören olur,
Bakarsın teselli eden.
Bir çocuk yapacaksın;
Saymayı biliyorsan.
Bir cocuk.
Neyine üçü beşi,söyle neyine;
Sanmazdım bende küçüklüğümde.
Böyle işşiz kalacağımı.
Beni ayrılıklara iten,soluksuz vede ani.
İçinden yükselen kuşkusuz sözlerde hani,
Başımız dik kalacaktı,sorunsuz ve alelani.
Hiç unutmayacaktı duygusuz illede beni.
İşte öyle hatırlamak,korkusuz dilde ebedi.
Küçük sandala bindiğinde batar çıkarsın.
Büyük bir gemide ise yol aldığını bile anlamazsın.
İnsanda hep böyledir,belkide biraz benzer
Bata çıka hayatı öğrenmeye kalkarsın
Ama battınmı; çıkamazsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!