Dilim ne söylersin kendince,
Sen beynimin dışına ne çıkarsın?
Sevda demek ki bu olmalı,
Pervasızca ağzımda dolanırsın.
Yüreğim ne biçim atarsın kendince,
Bilinmezliğin içinde bir gece,
Dilimde kalmadı tek bir hece,
Sadece düşüncelerin içinde,
Soyutladım kendimi bu bilmecede.
Bilinmezliğin içinde bir gece,
Bir gece daha geçiyor gizlice,
Ayrılığı içerim yudum, yudum.
Canım yanar tenime kurşun değmiş gibi
yanar içimde içim zemheri gibi.
Geceyi bölerim ay ışığında saklarım her şeyimi
İsmini gizlerim
Ben giderken bu şehirden,
Yüreğimi ellerimle söktüm göğsümden.
Ve gümüş bir tepsinin içinde sana bıraktım.
Ben giderken bu şehirden,
İki damla gözyaşımı akıttım,
Bir bulut olsam!
Evinin çatısına konsam,
Ve bir kaç damla yaş akıtsam,
Kabul eder misin beni?
Bir kuş olsam
Bir gün gideceksin,
Tek tek hatıraları sileceksin.
Geriye dönüp bakma sakın
Ardında gözü yaşlı beni göreceksin.
Bir umuttur yaşatan insanı,
Bu gece zemheriden bir ışık doğdu,
Aktı yüreğime doldu.
Bu gece yaşamın ne kadar hoş,
Ne kadar güzel ve ne kadar sevgiyle
Dolu olduğunu yeniden anladım.
Bu gece üzerimde ki ağırlığın,
Belki döneceksin,
Aniden olacak dönüşün,
Gidişin gibi yar...
Bir sebep mi lazım bu yaşamı sürdüymeye sensiz.
Dönüşünde belki de göremiyeceksin beni,
Yani canımın içi, gözlerimi,
Bazen bir noktada kalıveriyor insan.
Ne bir adım ileri gidebiliyor,
Ne bir adım geriye dönebiliyor.
Olduğu noktada, sabitleniveriyor.
Kendi düşüncelerinle baş başa.
Hiç bir şey yapmak gelmiyor içinden,
Bu gün her şeyim başka,
Bakışım başka,
Sevişim başka,
Nefes alışım dahi
bam başka.
Bu gün seni tanımanın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!