Çöldeki sessizlik rüzgârımı kavururken
İçimde boşalmayan duygu tepecikleri
Yavaş yavaş ilhamlarımı savururken
Umutsuz bekleyiş hafakan vadisinde
Elimde kalemim titrek masamda
Bırakırcasına düşüncelerimi düşlüyorum
Busesi ihtiyarlıktan bir nağme çalan küre,
Uğrayanı kalan en son misafir mezarda
Mezarı da sinesinde barındıran toprak örtüsü
Örtüde hissiyat varsa da yerin altında
Kalpler altta belki açılan dualarda iken
Üstte ise toprağa yük olmuş sallanan bir diken
Acınası bakışlar ölçülmez basiret aynasında
İçi anlamadan dışa parke yapma beyhude
Bir göz hatırına çok gözlerin feda edildiği
Kahramanlık soluğu hassa odasında iken
Bekleyenler beklemeyi bilemezlerse
Merakın belkemiği kırılır, sancı sarar etrafı
Akrep yuvalarına yakın burçlarda
Kalbine oklar yudumla gelirken
Açık kapılardan içeriye
Azgın fırtınaların girdiği gibi..
Nefsinin çıngıraklarıyla inlerken kimsesiz
“Suzinak alevleri” gibi yanarken korsuz
Ey prangasından kurtulamamış genç ve genç yıllar..!
her serinlik akşamları avizeni değiştiriyorsun
zambaklar boy vermiyor dipsiz kuyu şırıltılarında
karakolda yedi masumun da aynası esarette
prizması paramparça olmuş bu kadife gelecek tepelerin
sararmış bulutlar yaprak misali dökülüyor
Onlar gittiler mavi yakamozlarını bırakarak
Bir tabiat gerdanlığıyla
Medyumların reçinelerini yere çalarcasına
Ant içtiler ellerindeki konserveleriyle
..ve bozulmadılar asrın çirkefinde
Onlar gittiler mavi yakamozlarını bırakarak
kimse kalmadı..
kaknüs kuşu bile sesi ve heybesiyle
bir çırağan gölgesinde kayık batıyor
yakamoz alevinde esnek çizgiler kalemin cabası
toprak hiç aşınmamış gibi zamanın kadrajında
Zümrütten dikenler vardır ayağa batmayan
Dostun bungun çehresinden uzak yaşayamazlar
Rintlerin sıcak tebessümüne hasrettir göçmen kuşlar
Gurbet meyvesinin solmayan iklimiyle beraber
Beraberdir aynı dünyayı paylaşanların lokmaları
Kıvrım helezonunda açar hayatın busesi
Çevrede insanlık,hissedilir onun sesi
Tatlı rayihasında süzülmüş billur hevesi
Gidenler geride kalmadılar öndeki ışıklarla
Yolumuzda billur afakın parıltılı destesi
Kucak bekleyen muştuda sabah yeli
Misafir olmanın doyumsuz tadı
Önde ışıklar var güneş yadigârı
Tayf yıldırım halinde dağılırken sinelere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!