Gürsel Çopur Şiirleri - Şair Gürsel Çopur

Gürsel Çopur

Düğümlenen çözümde kıtmirse bu heyula
Hurma özünde aramalı kendisini
Halini anlatamamak yığınlara
Yığınlar yığılmışsa tecessüse
Gariplik ne kutsi hediye
Vedia gibi sarmışsa ruhunu

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Toprak ne büyük ev sahibi

Buluşmalarda parlayan bedenler

Bünyesinde sessiz bir naaş mevcut

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Kanca atmışçasına yalancı şafaklar
Perde arkasında kapalı kapılar
Yol vermeyen gafil soluklarla
Çığ gibi büyüyen küçülmelerle
Kümelenmiş kara bulutlar
Fısıldaşmaları semayı titretirken

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Ey hicran kazanlarında kaynamış adam..!
Pervane olmuşsun nur esintileriyle
Mükellef kaynağın hep senin dostundu
Sabrın en lezzetli gıdası dolmuştu eteklerine
Yol yordam bilmezlere yağmur gergefiydin
Somaki düşler insanlık semasına rahmet yağdırır

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Kaderin su serptiği ceylan bakışlar da yere akmıştı
Dağdağalı çığırtkanlıklara veda..
Zirveye yağan kar ile düşen çığ hep aynı arşivde
İzlerinle tanıdığın bir sen kalmıştın o tahtakulübede
Bir tek senin adın okunmuştu o zeminde
Çarpı yemediğin ıslak kürsüde

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Yeryüzü ağlamada..
Ensesi yerde olanların adı
Çehresi buruk
Bir masum bakış silüetiyle;
Mezardı o,yere serilen
Serildikçe ibret kokusu

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Dayandı yılların iskeleti usulce
Zaten tedriciydi bu gidişat
Dünya dudakları haber vermişti
Liste kıpırdanırken alınlar kırışmıştı
Kucak açsan da boş avuçlara
Nafile davranışların soluğu kesilirken

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Beyin göçüne gitmişti bir kadavra ve bir kurban Beyin jimnastiği de yapabilirdi beli bükülmüş tenler Onlara susamıştı ahşap kitaplık; Bir zamanlar şehzade ruhların yoğrulduğu Bir zamanlar beytülmal(de) şebnem kâselerle kalplerin dağıtıldığı Susamıştı çöller serin çözgüsüne Bir kurban daha kervana ev sahipliği yapıyordu Hem de tam sahipti geçmişine Bükülmüş bileklerin sessiz heyecanıyla marşa gidercesine Gümüş makaslarla kurdele kesmişti vicdan kamelyasında Önce çuvaldızlar batıyordu benliğe Sonra mızrakların kalabalık toprağı serpiliyordu Telkin veriyordu bir mezar bekçisi, hem de angarya! Gurbetteydi cihangir terleri Akşam bulaşığı dökülürdü onun yerine Gözyaşlarının sıva sunduğu bu gökkubbede Bir tamirci kainat mayasını damıtıyordu safiyane Sabır taşında eğiliyor ve ufalanıyordu makûs talih Ortopedi reyonunda ruhun belkemiği doğrulmuştu artık! Ey şehla bakışlı manzum karakter! Beyhude mıknatıs çarpması kalbini durdurmasın Sana saygım var ezel piramidine kanatlandığımdan beri Akvaryum düşleri seni okyanusunda yakalamıştı Olsun, suçlu değildin sen! Geç gelen ağlamaların bir ihtiyara da bulaşmıştı ya Tırnaklara batan dikenleri çıkarmıştın acı duymadan Gönül kırana gönüllü adımlarındı yankısını duyduğumuz Yol yürünmez dedikleri yaşam fanusunda Ayak izlerini kitap sayfalarının içerisinde arayanlara Şahit oldum.. ve şahit tuttum “yılmama”yı Neron’a bel bükmeyen ağzı açık ateş Bir tutam kalbi ısındırmaya yetiyordu sadece. Gürsel ÇOPUR

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Çöldeki sessizlik rüzgârımı kavururken
İçimde boşalmayan duygu tepecikleri
Yavaş yavaş ilhamlarımı savururken
Umutsuz bekleyiş hafakan vadisinde
Elimde kalemim titrek masamda
Bırakırcasına düşüncelerimi düşlüyorum

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Busesi ihtiyarlıktan bir nağme çalan küre,
Uğrayanı kalan en son misafir mezarda
Mezarı da sinesinde barındıran toprak örtüsü
Örtüde hissiyat varsa da yerin altında
Kalpler altta belki açılan dualarda iken
Üstte ise toprağa yük olmuş sallanan bir diken

Devamını Oku