Gürsel Çopur Şiirleri - Şair Gürsel Çopur

Gürsel Çopur

Bırakılmıştı yâr-canan silsilesi bu limanda

Ağlıyorlardı analar-bacılar elamanda



Devamını Oku
Gürsel Çopur

Hayat koysam adını,
Baş koyabilir miyim?
Özlediğim erdeme,ideale..
Düşler sokağında aradığını
Bulma faslında bir genç..
Rüya rüya adımlar ve bir ayna

Devamını Oku
Gürsel Çopur

kaçıyorlar bulutların ıslattığı sokaklar
ışık küle düştü düşeli,
tunç gagalar yeşertiyordu kundaktaki çığlığı
tül bakışlarla sulanmış her yer
sonsuz nefes bekliyordu ata yurdunda

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Aynama bakınca anladım yılların cismini
Beni bende arayan bir ben var iken
Yirmi yıla altı daha eklenmiş örtümde
Kapanmayan tülde ağırlıkta neyin nesi?
Parmaklarda zerre, gözlerde kitap buğusu
Şemsiyemin yağışında akrabaların uzaklığı

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Beşikte kesilen ses,tınlamayan nefes

Hayatın kıvamı bardaktaki bir kaşık,

Yudumuna yudum eklenir,boğazda düğümlendikçe

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Bütün bu kin lal olmuş çocuk için miydi?
Çıkart ve bir daha giyinme atlas elbiseni
Ey bahçeme zarar vermiş tuzlu sular:
Adını unuttuğum girdap kıdemli okyanus..
Ne çift sözlerin varmış meğer, dalgakıranları küstüren
Çevik ve seyrek hilelerinle pulları fırlattığın

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Arkadaşıydı en yakınından hançerlenen
Uzaktan bakamadığı sessiz mutluluğun
Filbahar sallanışıydı bir akşam korsesi
Söğüt baharını sıkmayan ve sıkıştırmayan..
Çitleri sıvazlayan bir ışıldak görmüştü yalaz baykuş
Bir kav hatırına dipsiz yangın değer miydi?

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Hercai gece dilimleri sonsuzluk cumbasına bir misafir
Bir gönül dostu ister tatlı bahar badesi
Melamet öksürükleri değişen iklime göre ayarlanırsa
Bir çuvaldız batar zamanın kalbine çığ düşmeden önce
Sübabı açılmış çay sohbeti hasreti..nerdesin?
Heybemde bir, iliklerimde ise bin vuslat

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Yağmur damlaları dökülüyor içime hasret yüklü
Bir evden başka bir eve taşınır gibi
Sormuyorlar adresini düşürdükleri bulutsu heyecanlarına
Nahif bir ses eşliğinde ilerliyorlar
Şimşeklerin aydınlattığı kaldırımlarda
Duyuruyorlar varlığı nefesleri yettiği kadar

Devamını Oku
Gürsel Çopur

Belkemiğinde büyüdü Çınar! Çınara tebessüm yağdıran bahar akşamları toplanmıştı rüyama İrkildim, yutkundum ve ağladım geçen zamana Gökyüzüne doğru kalkan tozlar için değil, Hayal süpürgesinde geri adım atamadığım için Her temizlik sayfası bana bu cümleyi yazdırmamıştı Mezar taşımın cumbasında seyahat etmeyeli Tefekkür bir güvercin kanadı ve taşıdığı helecan iksiri Kapanmadı gözler bin bir renge girerken Bir bekçi geldi ayak ucuma Topraktaki gözyaşlarımı siliyordu hızlıca İyiliğin anahtarını düşürdü sandım, kızmadım gençliğime! Akan her damla bana gurbet hatırası Sırtımdaki labirent adımlı delikanlı ise cabası Bir şakayık gördüm kaf dağı penceresinde Dertli maşukun dilinden anlayan bir beşik ile Mezar yolculuğu aynı yol üzerindeydi.. Çünkü sonsuzluğa gidenlerin ayak izleri vardı orada Bir kutlu el kainatın özüne kulak kesilmişti İplik vardı nurlu ellerinde Meşaleler altın sıcaklığına batırılmışçasına süzüyordu onu Potada eritilen benlik, bir soru sormuştu aşk meclisine Aşk, taştığında dile gelir! Yanmayan yakamazdı sicim olmuş gözlerin aşkını Aşk’a engel olacaksa bir iplik Mesafeler ilerlemez, şiraze dağılırdı Kâinat cetvelinde bir darağacı uzaklığındaydı Kalbi bağlayan ip, hayatı eritebilirdi Bu ip, o eve de girmemeliydi! Bir meczup kırmıştı artık asasını İsyan kıvılcımları bal ülkesine misafir olurken İhtiyar dünya fidye veriyordu genç aynalara Korsan tavsiyelerin sarmaşık kurduğu göz istikbalinde Bir sütun daha yıkılmıştı kalp atışıyla.. Gözyaşları, kainatı aşk ile sulamıştı. Gürsel ÇOPUR

Devamını Oku