(Başta Hıncal olmak üzere, “Gökkafes”in yapılmasını onaylayan bütün ““hıyarellezine minel becel””ler için kaleme alınmıştır...)
Bay Hıncal Uluç,
Uzun süredir ülkenin gündemini meşgul eden/ yoran “Gökkafes” olayı son günlerde yeniden hararet kazandı.
(Bütün savaşları dövüşemeyecek kadar korkak olan, bu yüzden de kendileri adına dövüşmek için dünyanın gençlerini cepheye süren hırsızlar çıkarır... “Emma Goldman”)
(demokratikleşmede açılım ve barış sürecini inatla çıkmaza sürükleyenler; / çıkmaz sokakları yalnızca çocuklar severler! ..)
Yaklaşık iki sene önce bir ayağı Trabzon, diğer ayağı Sochi limanları olan bir yolcu gemisi içinde yolcu ve mürettebatıyla birlikte kaçırılmıştı.
Gemiyi kaçıran eylemciler, Rusya'nın Çeçenlere uyguladığı politikalara, baskı ve zulümlere binaen bu eylemi gerçekleştirdiklerini söylüyorlardı. Bellerinde bomba, ellerinde kalaşnikof tüfeklerle, her fırsatta 'allah-û ekber' nidaları atan bu kişiler aşırı milliyetçilerdi.
Bugüne kadar geçen süreçte buna benzer vakalar çeşitli versiyonları ile defalarca yaşandı.
Hazret yine münasip yerlerinden uyduruyordu.
- ''Başörtüsü zulmüne son...''
ve başörtülüler dâhil, herkesi şaşırtıyordu. / Hazret nazik organlarından uydurmaya devam ediyordu.
- 'Anamın kırk yıllık başörtüsüne uzanan elleri kırarım...'
- 'Özgürlüklerdi, hakti, gaktı, guktu...'
(güç elinde olan, bunun iyilik ve kötülükten beslendiğini bilir! ..)
Devlet, memurlarını silahlandırıyor...
Makine ve Kimya Endüstrisinin, devlet memurlarına KDV’si peşin-bakiyesi dört eşit taksit gibi ödeme kolaylıkları içeren 21.Ağustos.1998 tarih ve 076.00.06/1971 sayılı genelgesi yayımlanarak yürürlüğe girdi ve tüm bakanlıklara ulaştırıldı.
(Bir ülkenin türkülerini yapanlar [şiirlerini yazanlar] kanunlarını yapanlardan daha güçlüdür... ''Tales'')
Kamu emekçilerinin devlet kaynaklı mağduriyetlerine şimdi bir yenisi daha eklendi.
KESK; taşımacılar, maliyeciler ve sağlıkçılar gibi kendine bağlı tüm sendikaların genel merkezlerine bildiri göndererek 24–28 Aralık tarihlerinde yapılması kararlaştırılan 'Demokrasi Yürüyüşü”nün Abdullah Öcalan'ın ülke gündemindeki sıcak yeri dolayısı ile uygulanabilirliği yönünde yeni bir görüş talep etmiştir.
Aslına bakılırsa (ki ben böyle okudum bu tavrı) KESK bu bildiriyi kendine bağlı sendikalara deklare ederek eylemin yapılmaması cihetinde bir mesajı üzeri örtülü olarak vermiştir. Ve:
— “Demokratik teamüller gereği, biz sendika genel merkezlerine konuyu taşıdık ve görüş istedik. Bize ulaşan ortak görüş ve sonuç itibarı ile de yürüyüşün iptal edilmesi kararını verdik...'' sığınmacılığı ile topu sendikaların genel merkezlerine atmıştır.
Sendikaların genel merkezleri ise şubelerine, “içinde bulunduğumuz gergin süreçte söz konusu Ankara yürüyüşünün provokasyona uğratılabilme ihtimalinin yüksek olduğu'' öngörüsünü içeren bildirileri tebliğ etmişlerdir. Yani, onlar da topu şubelere atmışlardır.
Ben de bir sendika şube yöneticisi olarak diyorum ki:
“A”
{asme}
göğ yitirmiş toygar gibi tutundular kırın yaşayan ruhuna.
“geçmek bilmeyen geçmiş”in itkisinde
çocuk oldular oyuncaksız,
(sen doğmazdan önce; hiçbir tanrıya istida vermedik/ geçmedik şıh evinden, yatır kapısından/ ve hiçbir ilâha da niyaz etmedik/ tesadüfle göğerdin varoluşun toprağından./ bu doğum ki; belgisiydi kendiliğindenin./ yani, sınırda bir komşunun çocuğu olabilirdin,/ belki de doğduğun coğrafyada yaşayan farklı bir din,/ ya da bir başka etnik kimlikte doğabilirdin./ işin yalnızca yaşadığın yeri temiz tutmak olmalı/ aynı evin gibi; / yattığın yerin, yattığınca aslanı./ ırkçılık, aidiyet ve mensubiyet, insanı eder kul,/ nerede yaşıyorsan, oralısın Oğul! ..)
-I-
Rabbine yaptığın duayı Rabbin mutlaka duymuş ve cevaplamıştır güzel kardeşim.
Nur içinde yatasın...
ÜSTADIM.............
Üstadım hani bazen olur ya dönüp geçmişe baktığımızda ne büyük değerleri HİÇ'liğin potasında erittiğimize hayıflanır,yanarız.Yine de umutla bir hamle daha yapmaya çalışırız.Tıpkı şu an size ulaşmaya çalışmam gibi......
Ben YARE HASRET,Yar BANA GURBET 02.02.2008 tarih ...
ÜSTADIM.............
Üstadım hani bazen olur ya dönüp geçmişe baktığımızda ne büyük değerleri HİÇ'liğin potasında erittiğimize hayıflanır,yanarız.Yine de umutla bir hamle daha yapmaya çalışırız.Tıpkı şu an size ulaşmaya çalışmam gibi......
Ben YARE HASRET,Yar BANA GURBET 02.02.2008 tarih ...