(ben-î âdem’i adınla kutsadığını söyleyen ve yedinci gün, ellerinle karnımızı yarıp içine kutsal ruhunu üfleyen tanrı; / bana merhametten söz ediyorsun; // ama gözlerinde nefretten başka bir şey görmüyorum! .. // ve karanlığın seni koruduğu göğün altındaki ölüler; / bize bu cehennemde yalnız olmadığımızı söyleyen, yüzlerinde şaşkın ifadeleri ile '''askari'''ler.../ eyy! ''ol'' dediğinde olduran; / nerede-sin? ../ söyle, / ki; seni affedebileyim! ! !)
(kendi içre ölümsüzlüğün rah'ına revan olmuş melâmi'yim; / ki bu derviş; yürüdüğün her adımda, ayaklarına secde eden ş'ol bağın hâkir bağbanıdır...// sana kulluğu, özgürlük bilerek ibadet ederim âşkına.../ adın besmelem, / sözün musafımdır...)
butimar kanadında salât ile dem tutan gündüzler,
dantel gibi salınan
''Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu! He canım...
Çiçekdağı kıtlık, kıran,/ Gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına / Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü, Medetsiz, Munzur./ Şahmurat Suyu kan akar
Ve ben şairim. / Namus işçisiyim yani / Yürek işçisi.''
-Ahmed Arif-
(benzeşme/yenler' üzerinden üretilen siyaset (ölüm bulaştırıcıları) gibi yeni profiller çıkarıyor ortaya.../ ve hayat, giderek daha ıssızlaşıyor, yalnızlaşıyor, çürüyor.../ coğrafyam.../ bîzâr edilmiş coğrafyam... eyy! ..)
düşlerinden vuruldu şehir
(aklım sana hasret duymadan, güneş ne doğar ne de batar... her bir sözümün anlamı ‘sen’ olmadan! .. “Songül Düzgün”)
nasıl ki o sevi
nüzl’eder kâlbe saika misâli
esma-ın her harfine esr
estarın müellifi olursun.
(Anılması güzel olan bir söz olmaya bak. Çünkü insan, kendisi hakkında söylenilen { güzel ya da çirkin } sözlerden ibarettir... ''Mevlana'')
téşrin-î sâni kâmer'inin on bir'inde doğdu;
(Ben tek başıma zaten neyi değiştirebilirim ki, diyerek hiçbir şey yapmamak kadar büyük bir yanlış yoktur... ''Edmund Burke'')
Rosa Luxemburg’un, genelevlerde çalışan kadınların aldıkları düşük ücretler ve sömürü düzenine karşı yaptıkları direnişlerini örgütleme çalışmalarına, Lenin rasyonel ve köktenci bir yaklaşımla eleştiri getiriyordu.
(Kusuru kendisine söylenmeyen biri, ayıbını hüner sanır... ''Sadi'')
Geçtiğimiz hafta içinde Beykoz’da sahipsiz bir köpeğin birkaç kişiyi ısırdığına ilişkin haberler medyada yer aldı.
Sevgili Bekir Coşkun,
02.Kasım.1997.Pazar günü yayımlanan yazınızı her zaman olduğu gibi büyük bir dikkat ve zevkle okudum.
Söz konusu bu yazınız üzerine, sizin değerli zamanınızı almama vesile olan bu mektubu yazmak zorunda kaldım.
Yazınız, bütünü itibarı ile iyi bir mesajı taşımasına ve iletmesine karşın, bir bölümü var ki; bu konuda yanlış bilgilendirildiğiniz kanaatindeyim.
Sizin gibi sağduyulu ve bilinçli bir hayvansever/ yaşamsever gazeteciyi yanlış bilgilendirerek ve bu şekilde (dolaylı olarak) kendi reklâmlarını yapmak, belki de sizin aracılığınız ile kendilerini ibra etmek isteyen Bakırköy Belediyesinden ve onlara taşeronluk yapan insanlardan söz etmek istiyorum.
(En kötü barış, en iyi savaştan iyidir... ''Çiçero'')
İsrail’in Filistin halkına yönelik başlattığı işgal hareketi ve katliamlar tüm dünyada olduğu gibi TC’de de tepki ile karşılandı.
Rabbine yaptığın duayı Rabbin mutlaka duymuş ve cevaplamıştır güzel kardeşim.
Nur içinde yatasın...
ÜSTADIM.............
Üstadım hani bazen olur ya dönüp geçmişe baktığımızda ne büyük değerleri HİÇ'liğin potasında erittiğimize hayıflanır,yanarız.Yine de umutla bir hamle daha yapmaya çalışırız.Tıpkı şu an size ulaşmaya çalışmam gibi......
Ben YARE HASRET,Yar BANA GURBET 02.02.2008 tarih ...
ÜSTADIM.............
Üstadım hani bazen olur ya dönüp geçmişe baktığımızda ne büyük değerleri HİÇ'liğin potasında erittiğimize hayıflanır,yanarız.Yine de umutla bir hamle daha yapmaya çalışırız.Tıpkı şu an size ulaşmaya çalışmam gibi......
Ben YARE HASRET,Yar BANA GURBET 02.02.2008 tarih ...