Uykularımı çalan yüreğimdeki sızı
Gecenin üç otuzu Gene çaldı kapımı
Kalem kalktı kağıt ő nū me uzandı
Seni yazdığım tahta masa aynı
Ona anlatıyorum garip yalnızlığımı
Çık gel mesela bir akşam üstü
Çık gel işte aşkımın en güzel düşü
Şairin yokluğunda üşüdü
Bir lodos ol mesela
Ilık ılık es ama
Sonra
Ne yazdığının bir anlamı kalıyor nede söylenenlerin
Kendi içinde derin bir sessizliğe gömülüyorsun
Ve sessizliğin derinleştikçe yangınların artıyor içinde
Canın acıyor yüreğin sızlıyor bildiğin paramparça oluyorsun
Volkan'lar patlıyor belki göğüs kafesinde susuyor susuyorsun
Sonra bir bakıyorum İstanbul’a
Bir sen kalmışsın garip Dünyam’da
Hüznümde sana gözyaşımda
Fakat huzurumda yok
Gözlerinden başka
Her tarafım şiir olmuş
Elimdeki sigaranın
Dumanı bile
Mısra mısra
Dökülüyor kağıda
Bir sen varsın
Şu beş para etmeyen Dünya'da
En güzel aşksın
Mevsim son bahar olsada
Eylül ün soğuk yüzü hissettiriyor kendini
Tamam imkansızdın
Ama bu yüreğe çok yakıştın
İster sev ister git
Her Halim'de canımsın
Bilirsin yoktur yalanım
Üşüyorduk İstanbul ve ben
O Siyah arabayı beklerken
Birde heyecan vardı ikimizde
Ağlıyorduk istanbulla ben içimizde
Birinci cemre o gün düştü koynuma
Uyandım
Aynada asık bir surat
Tebessüm dü oysa sabahım
Şimdi gülmelerim de çok uzak
Yarım kalmış sanki hayatım
Uzun yollarım var en derinlerde
Ve bu yolların adı sen bana her gece
Gökyüzündeki yıldızlar adetince
Doğuyorsun içime yine tane tane
Ben ay misali bir başımayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!