Bir ömür sürdüm İstanbul
Rüzgarların önüne
Ilık lodosuda vardı
Tufan ve poyrazıda
Ama en çok zorlandığım
Senli bir fırtınaydı aslında
Bir sevda bıraktım koynunda İstanbul
Kız kulesi kadar güzel
Galatan gibi ihtişamlı
Ayasofyan kadarda yasaklı
Bir sevda bıraktım koynunda İstanbul
Yazılacak ne kaldı bizden sonra
Bir umut savruluyor rüzgarlarda
Mevsim kapkara bir kış bulutlarda
Hazan çökmüş kar beyaz saçlarıma
İdam mahkumunun söz hakkı olur
Yürüyorum varoş mahallemin
Kenar sokaklarında
Yalnızlığımı “bozaa” diye bağıran bir adam ve çıngırağının sesi bozuyor.
Hava kara kış
Lakin içimi ısıtıyor bu haykırış
Alıp götürüyor eskilere
Bu gece benim ol sadece
Bu gece bana bak gözlerinle
Önce bir çay demle ellerinle
Sonra dem vuralım dertlere
İçini dök dökebildiğince
Bir kaç demlik bitsin bu gece
Yeşilini sevdiğim Bursa
Solunda Emir Sultan Buhari
Sağında komutan Üftade Hazretleri
Kalbinin merkezi yirmi kubbeli Ulucami
Bakma sen Uludağına
Ne ulular yetişti Bursa da
Sağanak bir yağmur altında
Yürüyorum Bursa sokaklarında
Aldırmıyorum Sırıl sıklam olmama
Çünkü dünyamın en güzel sesi kulağımda
Gecemin ilk yarısı
Bu vatan benim
Üzerinde yaşayan
Her ırkın her rengin
Yurdumu seven herkesin
Bu vatan bizim
Sonra umutlarım tükeniyor yokluğunda
Acılarım artıyor biraz daha
Senli her hatıra tekrar tekrar aklımda
Yazilasi değil içimdeki cümleler
Canım can çekişmekte hasretin ellerinde
Bak yine sabaha beş var
Seni söyledi şarkılar
Seni yazdı mısralar
Her bardak çayda
Seni sordu anılar
Ne gitti diyebildim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!