Sol yanım kanıyor
Aktıkça kan gölüne dönüyor
Dinmiyor yokluğunun acısı
Seller, fırtınalar esiyor.
Yemyeşil dağlar ovalar.
Titredi, buz gibi elleri sarsıldı. Bir bardak düştü elinden sanki binbir parçaya bölündü ruhu…Şimşekler çakıyordu beyninde kulakları uğulduyordu ses yankı yapıyor yüzüne yüzüne çarpıyordu tüm şiddetinle…’Silecektim seni bu gece’…şok etmişti bu sözler…Ne demekti bu? Allah’ım ne demekti? ...Bu sevda bu kadar basitmiydi? koca bir çınar ağacı değilmiydi? En küçük bir sarsıntıda un ufak mı olacaktı…
Oysa! Onunla bir cennet kurmuştu dünyasında onunla sarmıştı sarmalamıştı tüm benliğini ciğerlerinin en uç noktalarına kadar, beyninin en ulaşılmaz hücrelerine kadar kazımıştı yerleştirmişti çıkmamacasına…Bütünüyle sırdaşıydı en güzel günlerini paylaştığı…
Düğümlendi bir hıçkırık yaktı boğazını yutamaz oldu..Zor nefes alıyordu… Belli etmedi edemezdi …Yanıtını duymak istemiyordu…O kadar çok sevmişti ki hiçbir olumsuz söze tahammül edemezdi…Tertemiz saftı arıydı sevdası onu kötü sözlerle yaralayamazdı…
Buraya kadarmış demek ki… Beyni mahkeme salonunu kurmuştu bile…Yüreğiyle beyni arasında kalakalmıştı…Çek git diyordu bir yanı sevmedi seni başkaları var hayatında sana yer yok o dünyada… Geldiğin yere geri dön kapat kapını bakma ardına diyordu…
Felek ağını öyle örmüştü ki bir sürü olaylar ardın sıra bırakmadı peşini…Biçmişti kaftanını payını al diyordu kapat son perdeni…Bir kış günü şubatın ayazı iliklerine işlerken son kez konuştu onunla… Veda edemezdi edemedi…Sevmezdi vedaları…Hayatında değer verdiği kaç kişi vardı ki oda gidecekti elinden avucundan yapamadı sarınacak dalları kırılmıştı…Söyleyemedi son kez demek istedi mutlu ol…Sen gülümse hayata yeniden yaşa baharları, açtır gönlünde aşk çiçeklerini büyüt yeni sevdalarında… Ben sevdim ölümüne ama yetmeyecek mutlu olmayacaksın demeyi çok istedi…söyleyemedi.Acıdı yüreği… Uyuşmuştu beyni bedeni …Gözyaşlarıyla suladı yılları…Aramak istedi sesini duymak yeniden merhaba demek, gücü yoktu…unuttu seni diyordu bir yanı… Bir çiçek solmuştu…Başlamıştı dallarına doğru hasret acıları…Duvarla konuştu, dağlara taşlara o çok sevdiği vazgeçemediği denizle paylaştı acılarını onun gözüyle baktı sözleriyle yanında gibi gülümsedi kimi zaman..…Ufukları gözleriyle süzerken, kumların üzerinde ayak izlerini izlerken hep aklındaydı hiç çıkmadı…Taşıdı hep yüreği martılarla, güz yağmurlarıyla… Sarındı sacları beyazlarla anladı yılların geçtiğini…Hep bir yanı eksikti yarımdı… Yüreğini bastırmıştı küllerle…Gecenin ayazında yıldızlara sordu… Ay parladı kimi zaman ama umudu yoktu… Güneş ısıtmıyordu… Yoktu artık sevda şiirleri gün gülümsemedi ona… Dayanılmaz ayrılık acısı yaktı yüreğini günden güne…
Beklemek ne zordur,
Yalnız başına koridorlarda
Gözlerin ellerin yüreğin boştur
Umutların yolculuğunda…
Düşünceler bir ırmak olur,
Hava daha kararmadı;
Güneş kaybolmuş ama,
Gökyüzü baştan başa pembe pembe…
Ufuk ise;
Altın tozla ovulmuş gibi donuk….
Sarı renge bürünmüş…
Dün gece hasret tohumları ektim
Dev gibi büyüdü toprağımda
Sarmaşık oldu kalbime dolandı yumak gibi…
Ilık bir rüzgar esti alazını bıraktı yüzüme…
Yıldızların altında yokluğunla çaresiz konuştu
Gözlerim…
Dalgalı saçların da kıvrımların,
Yakamozların martıların ışıltısı,
Dans ediyor dört bir yanda.
Fethiye / min kordon boyunda…
Saklıyor sevdasını gözlerinin derinliğinde.
Daha on sekizin de cıktı hayat yoluna……
Sırma saçlı,zeytin karası gözleri vardı,
Selvi boylu, edalı, esmer güzeli…
Hayat dolu neşeli cıvıl cıvıl
Gülümser her zaman tüm kalbinle..
Günü güne eklerim,
Bir nefesi kalır alacak..
Olmaz olur sabah neyleyim
Geriye acı busesi kalır ancak..
Zaman zaman uyursun içimde
Bugün bir yaprak daha düştü,
Sonbaharı içine çekerek.
Safran sarısına büründü kışı kucaklayarak
Kaldırımlara ağaçlara yemyeşil çimlere…
Çiğ damlaları düştükçe,
Gözlerimde süzülen yaşlarla
Savaşa giden askerler gibi bekliyorlar heyacanla,
Her an her şeye hazırdır elleri,ayakları,
Tiz bir ses duyulur,derinden vaka var diye endişeli.
Koşuyorlar son süratle….
Kim bilir ne oldu bilinmez nasıl, nerde?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!