Masmavi gökyüzü,
Pırıl pırıl denizin üstünde
Bak martılar bile çığlık çığlığa
Yüreğimin sesine karıştı
Haykırıyor gökyüzüne
Mutluluğu, huzuru çağırıyor
Ben senin hayatına mani olmak değil,
Yanında yürümek istedim
Düşmanın değil,
Ölene dek seveyim istedim…
Kaç gündür durgun deniz gibiyim
Taşıp doluyor kirpiklerim nemden
Gönlümde fırtına öncesi sessizlik,
Sıcak esiyor kimi zaman
Kimi zamansa, çelik gibi
Buz tutar elim ayağım…
En çok neyini seviyorum biliyor musun?
O mutluluk dağıtan kelimelerin içinde
Ruhunu okuyabiliyorum ya,
Son günlerde daha bir durgun
İçime dönüp saklanıp,
Suskunluğuma gömülüp
Kendimden bile kaçıyor gönlüm…
Buz gibi esen yel, ağaçların dallarını
Masmavi denizimi ikiye bölen,
Geminin güvertesinde sallanan
Beyaz bayrak gibi ruhum.
Aşk oyunu oynadığın,
Kanadı kırık bir serçeydim
Dünya ya gözünü kapayan,
Kırılmıştı umutlarım
Dipsiz kuyularda saklanan…
Açmıyordu umut çiçeklerim
Göz yumsan da zamana
Hızla ufalıyor ömrümüz
Acıyı sevdik kaçışlardan
Yer edemedik sevgiyi...
Garantin var mı?
Sen git çekerim tek başıma acılarımı,
Merak etme sararım sarmalarım kendimi,
Sen mutlu ol üzülme yeter ki gözlerin buğulanmasın,
Ben sensizliğimle yaşarım umutlarımı…
Pembe duvarım dinler beni sessiz ve mağrur,
Bilir ki yüreğimdeki yokluğunun sancısını,
Artık bu limandan ayrılıyorum
Bir gemim var bana ait tek bana
İçine koydum tüm yaşanmışlarımı,
Kayıplarımı yitiklerimi bıraktım,
Ardı sıra ulaşmasınlar diye…
İçine koydum sevinçlerimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!