Hırçın aşkları suya bıraktım
Ve kendimi de...
Sırt üstü yatmaktayım şimdi
Okyanusun üstünde...
Ortasındayım sonsuz gibi görünen bir maviliğin
Yok kokulu bahara
Açılmış pencereler
Çiçeğin özü
Başlamış emzirmeye
Doygunluğa erişmiş
Bir bir böcekler....
Bahar aylarıydı
Çiçek özlerine gizlenip
Soluduğumda içime dolduğun zaman...
Belki nisandı yağmur yağmur
Okşayıp geçişin dudaklarımdan...
Bir bebeksin şimdi, büyüyeceksin
Mayası aşktan, unu sevgiden, canı candan gelen
Farkında bile değilsin dünyanın bebek
Öğreneceksin yavaş yavaş, acıyarak kimi zaman canın,
Kimi zaman gülerek.
Derin bir boşluk, derinlerde seziyorum.
İçimi dağlayan bir garip his,
Kimsesizlik,
Özlem,
Ağlamak istiyorum,
Ne kadar da doluydu içim sevgiyle oysa, kollarındayken
Aradığı benim gözlerinin,
Özlediğiyim ellerinin.
Bir nehir gibi akıp gidiyorum önünden
Kuru bir meşe ağacına yaslanmışsın...
Seyrediyorsun beni
Taş atıyorsun arada oturduğun yerden
Biriktiriyorum her şeyi
Atamıyorum
Şu elimde tuttuklarım
Tren bileti
Kaçırmıştım vaktinde pek çok seferi....
Bir ağaç olsam mı acaba evinizin önünde...
Dallarım yatak odanızın penceresinde...
Açtığınızda perdeyi ilk ışıkla
Gözleriniz yapraklarıma değse...
Uzayınca kollarım budasanız beni
Tütsüydü aşk
Büyülü bir dilimdi zamanda
Umut
mistik bir kokuydu
Koynunda..
Gözlerini böyle görmemiştim hiç
Kırılgandılar
Zerre zerre cam kırıklarıydılar...
Gecenin geç bir saatiydi beni uyandırdığında
Dudakları titriyordu kendi soğukluğunda...
Şiirler denizinde rastladığım doğru düzgün az sayıda şairden biri olan Yazganarıkanın şiirlerinde, sade bir dil, orijinal ifade tarzı ve ne söylediğini bilen bir şairin sesini buldum. takibe, okunmaya değer olduğundan bu notu eklemeye karar verdim. Başarılarının devamlı olmasını diliyorum. Selamları ...