Senin düğünün,
Gül bugün, eğlen...
Şeytandır allah bilir
Sana şahitlik eden...
Ne gecelere yazdık aşkı seninle,
Şimdi kıyım saatleri aşkın
Ağ atmakta içimdeki denize balıkçılar
Çırpınarak ölmekte umutlarım
Poyraz alıp dalgaları sığlarıma gizlediğim
İzlerini siliyor hoyratça
Sevda martıların dudaklarında
Eskiden başka güzeldi kahve,
Şarap daha kırmızıydı
Güneş böyle yapışmazdı üstüme
Kuşların sesini işitirdim...
Çiçeklere toprak olurdu bağrım...
Ben miyim değişen Tadı mı değişti hayatın?
Her sabah açıyorum güne bakan çiçekleri gibi
Bir ümit bir coşku ha birazdan ha şimdi
Derken akşam oluyor,
Alıp başını gidiyor güneş
Küskün, kırgın,
Utancından kızarıyor yüzü
Nasıl sevmem ki seni,
Büyüsün sen, gülümsün,
Ruhumda yaz esintisi,
Bitmeyen bir ömürsün...
Gözlerin birer damla,
Tutunduğun ve tutulduğun
Yalnızca kendinsin..
Tutundukların bir saç teli inceliğinde
Ayaklarını kesince yerden kalıverir elinde..
Tutuldukların, yanılgıları yüreğinin
Kırık bir aynanın yansımaları,
Isıt içimi, hiç olmazsa bugün ısıt beni,
Bir söz, bir bakış, bir gül
Öyle muhtacım ki...
Al çıkar beni yalnızlığın koynundan
daha sıkı kavra bedenimi Ondan
Yoruldu başım koluma dayanmaktan
Boyun eğdim nihayet egemenliğine
Yenik düştüm,
Suyumu, göğümü,toprağımı
ne istersen sundum ellerine
Bu coğrafya senin alabildiğince
Hazların en büyüğü hissetmek seni
Bir deli sevda belki de
Bilmediğiniz çılgın bir sevgi
Baksanız göreceksiniz beni
Neler neler yapıyorum gelip de size
Görmüyorsunuz aylardır
Bilmiyorsunuz nasıl sevildiğinizi de...
Herşey bir aşkla başladı küçüğüm,
Sana giden bir yolda
Karşılaştık babanla,
Yüreğimiz bizi sana kadar getirdi sonunda,
İki ayrı yoldan gelmiştik oysa,
Şiirler denizinde rastladığım doğru düzgün az sayıda şairden biri olan Yazganarıkanın şiirlerinde, sade bir dil, orijinal ifade tarzı ve ne söylediğini bilen bir şairin sesini buldum. takibe, okunmaya değer olduğundan bu notu eklemeye karar verdim. Başarılarının devamlı olmasını diliyorum. Selamları ...