Keskin bir toprak kokusu burnumda
Yağmurun yıkadığı şehrim ışıldamada
İçimde bir ürperti, biraz ıslak bedenim
Aşka bulaşınca sonbahar hüzün gemisindeyim
Senin yankın geliyor uzak bir yerlerden
Aklım yokluğunda betimleyemez oldu seni
Ağlamam lazım, yerine gülümsüyormuşum izlenimine kapılıyorum
Düşünüyorum sonra, sözcüklerim yokluğunu tanımlıyor
Geleceğe ilettiğim duygularım, hayallerim nerde
Sanki şimdiki zamanda her şey dağılıyor
Benliğim dışarıyla temas halinde
Bütün köşe başlarını sen tutmuşsun şehrin
Attığım adımların ardı sıra izin sürüyor
Her oturduğum masada canlanıyor gözümde kareler
Geçmiş zaman yâd ediyorum üç kişi ortasında
Gülümsemeye gözyaşı dahil oluyor arada
Özlem bacaların dumanı gibi geziniyor karanlıkta
Dağınık günlerim. Gecelerin sonu yok, dipsiz kuyu gibi sürekli düşüyorum. Düştüğüm yerde batıyor tenime çakıl taşları, cam kırıkları, dikenler. Kan revan her yanım.
Öyle soyut bir karmaşa ki beynimi ele geçiren yalan desem değil gerçeğe dokunuyor, gerçek hiç değil baştan başa oyun kokuyor. Delirant bir durum içindeyim. Üç gün, üç gece göz tavanda, yaşların hızı her önüne takılanı dağıtıyor.
Sahip olduğumu sandığım her şey insafsızca çekip gidiyor. Gülümsemeler ekşi. İnandıkların direnmeye çalışıyor bir şey neye bilmiyor sanki. Gök iniyor tepeme sonra, elimden kayıyor bir sıcak kahve bardağı acıyamıyorum. Donuyor her şey, kalbim sanki dünyanın ortasında atıyor, herkes duyuyor da sevgili dediğin değersiz bir nesne halinde duymuyor.
Şimdi bakıyorum da geçen zamana, yaşananlara
Her adımımda varmışsın, senden bağımsız düşünülmüyor
Kör edici ışıklar sarmış gün olmuş etrafımı, kamaşmış gözüm
Sağır edici seslerde tek sen duyulmuşsun gün olmuş kulağımda
İşlevselliğim bana aitken sana bağladığım da olmuş
Dostlar veryansın etmiş ardından, hayat eksilmiş
Gözünün gözüme değdiği yerdeydi gidişim
Ahlarımın başı eğik, sevgime yenikdi sözüm
Aşk nesnemdin, başka yere taşıdım seni
Aşk yalın kalsın, sıyrılsın anlamından istedim
Derinliği çekmeyecek sanıyordum gözbebeğimin
Düşüm müydün yoksa düşüncem mi
Şimdi hangisinden vazgeçmeli
Attığım adımın ardından diğerini getirmeli
Sözümü kalp duvarlarında çınlattıkça
Gerçeklikte duyduğum ayaklarımın sesi
Bitmeyen yolculuk sendin oysa içimdeki
Bazen zorluyor sessiz kalmak.. sınamaların sonunda hep Orda olmaya çalışmak gücünden alıyor.. Götürüyor içinde sevdalı bir şeyleri, yine de tam değil.. Aşk hep var.. hayatıma girişin tanrının mucizesi, bilirim.. Çiçekler açarken karlar altından mevsimi geldiğinde, Sevgilerden el ele geçeceğiz.. tüketmek için değil çaba.. Emek ve paylaşımla var ediliyor bir hayat.. Dağılıyor geçmişin gölge misali takip eden bulutları.. Arzular vazgeçilmez ve tanıdık kılıyor birbirimizi.. Tanıdık ruhlar gibi, geçmişten geliyoruz aslında.. Gözlerimiz kapalı iç sesimizi dinliyoruz.. Öyle hırçın tavırlar yok artık, dingin sulardayız.. Kırık dökük cümleleri topladık, konuşuyor yürekli tarafımız.. Çağrışımlar sana dair artık hayatımdaki ve diyorum ki, Aşkı bildiğimi sandığım yanılsama yaşantılara son verdim.. Yok senden öncesi, senden ötesi.. verdiğin anlamlarla dolu yaşantılar Lütuf sanki, işle aşkı ellerinle yüreğime. Ayrılık uzak olsun düşlemlerimize bile.. yazgıysa bu Razıyım ve kabulüm seninle her şeye..
(7.ekim.2005)
İki fotoğraf karşımda..
Biri senli zamanlara dair..
Diğeri yokluğuna..
Farkı görebiliyor musun?
Kayboldu göz bebeğimdeki ışıldama..
Varsan gülerim tekrar hayata..
Gitmeye yakın sevmeye uzağım bazen
Zorluyor içimdeki sesler
Geceler sabahsız, sabahlar hepten ayaz oluyor
Varlığın yokluğuna hesap sorma peşinde
Sanıyor musun ki dışarıdakilerden uzaklığım sebepsiz
Her tutum, her davranış sadece seni daha çok sevmek niyetiyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!