Unutmadım. Aklımın her köşesi şehrin karmaşasına karışmış olsam da bugündeydi. Sana dair çağrışımlarla baş etmeye çalışırken zorlandım ama genelde keyifli bir hal içindeydim. Unutmadım. Aklından en son geçecek şey olmalı seni unuttuğum. Özel günlerde sevdiklerini daha çok söylemeli değil mi insanlar. Seni seviyorum diyorum işte her dakika. Sanki bende seninle bugün doğmuşum gibi heyecanlıydım. Sana hediyeler aldım, ışıltılı sokakları gezdim senle geziyormuş gibi. İyi dileklerini sundu birileri, gülümseyerek kabul ettim. Hepsi kocaman bir paketle seni bekliyor. Ne zaman veririm bilmiyorum sadece.
Bugün yanında yokum. Fark ettin mi sevgilim. Ne ses var benden ne de daha önceki seneler gibi kapına gelen paketler. Özünümüzde yılbaşı ve bayram var üstelik. Üzgünüm onlarda da yanında olmayacağım. Yokluğumu anla istiyorum, nedenlerini sor istiyorum. Kolay değil emin ol, sadece seni aramamak değil ben kimseyi unutmadım ki bunca yıl, doğum gününü neden unutayım. Geçtiğimiz hafta ortasına kadar sana sürprizler planlamıştım oysa. Şimdi bak baş edilmez bir sessizlik kaldı sürprizler adına. Ne yapıyorsun, kimler var yanında merak ediyorum, patavatsız ve canımı acıtma çabasında olanlar gözüme soktular aslında. Bilmediğimi var saymadılar da niye hatırlatma ihtiyacındaydılar anlamadım.
Seninle konuşuyorum bak yeni mektuplarla. Yalnızım. Kahvemi yudumluyorum bana aldığın kupayla. Sonra kuruttuğum çiçeklerime bakıyorum ilk gün gibi inancımı korumamı sağlayan Sezen şarkılarıyla. Senin hediyen vardı üstümde, sürdüğüm kokuda bile seni çektim içime. Gözlerim doldu ara sıra ne yalan söyleyeyim, eksiktim. Kulaklarımda iki cümle çınladı aramaya elim gittiğinde. Biri hayatımı paylaşmak istediğimsin dediğin güne aitti, diğeri başkasına hoyratça söylediğin hayal kuruyor ve bunu herkes biliyor söylemindi. Arzu ve yasak arasında gittim geldim sevgilim. Kırgınlığıma başkası sebep olsa da, yokluğu seçtim.
Arada kolum koluna değen
Gözün göze kaçamak işvesi
Tenin nefesini kontrol etmesi
Öz(lem) sensin içimdeki
Esprinin biri bin para
Rüyalarım düşünür hale geldi
Uyku arası sokak sesine takılıp uyanan ben değilim
Benlikle dış gerçeklik arasında köprüyüm sadece
Geçiş vermek için beden yol açıyor zihnime
İnandığım aşkı taşıdım düşleme
Dönüp durdum ama uykuya geçemedim bu gece
Yeniköy’de bir mekandayım. Uzun ince koridorun sonunda denize ulaşıyorum. Karşımda aynalar, kendimle yüzleşiyorum. Yanımda son altı yılıma şahitlik etmiş, beni ben kadar tanıyan bir dost. Sohbet geçmişten bugüne geliyor. Zamanın yenilgileri ve mutsuzluklar deşiliyor. Birlikte attığımız adımlar, aynı yollardan farklı hayatlara gittiğimiz ayrılıklar, dönüp dolaşıp yine bıraktığımız yerden paylaşımlar.
Son üç ayda neler yaşadın diyor arkadaşım. Benim şahit olduklarım kaldırılabilir şeyler değil ama başardın. Bu noktada bile sevginin sahibi, cesaretin ta kendisisin diyor. Ben olsam yapamazdım, sevdiğine böylesini vermez başkası derken aklımdan yine sen geçiyorsun canım. Yaptıklarımı düşünüyorum da çalışkan bir aşığım galiba. Üretiyorum sürekli gözlerinin içini gülümsetmek adına.
Sabrımı sınayan, çoğu kez zorlayan olaylardan geçmiş olmanın mutluluğu var şimdi. Gerçi yanında bir parça da hüzün. Yoksun ya, uzaklığın kattıkları özlemle harmanlanınca hüzünden geçmeden olmuyor. Dalıyorum bir ara denizi dalgalandıran vapurlara. Gidiyor ruhum. Sonra bir karabatağın avını yakalayışı karşısında yaşadığı hazla geri geliyorum. Vazgeçmek mi zorluyor yoksa yokluğu öğrenmek mi bilmiyorum. Diyorum ki bunca yıldan sonra temellime seni attığım bir yaşamı yıkıp yeniden yapacak gücüm de yok, inancım da. Üstelik hayatımı senle seviyorum.
Zamansızlığımdan sıyrıldığımda kontrolü elime almam gerekiyor. Oysa hayatı kontrol etmeye çalışmak akıntıya kürek çekmek gibi. Dış dünyanın karmaşasında içimdeki sesi duyamazsam yolumu kaybederim. Sezgilerim olmadan korkularımın üstüne gitmek zorlar. Oysa şimdi kimilerinin kendinden kaçışı, kimilerinin yüzleşemediği noktalarımda kendimleyim. Sana dair yaşantılarım da yanımda. Süreçten keyif almaya devam ediyorum. Yaşantıma kattıkların sonuç ne olursa olsun bana ait çünkü. En dolu dizgin sevgilerim sürecimin içinden geçiyor. Bazen kılık değiştiriyor iyi niyetler biliyorum ama o zamanda senin korkularını anlamaya çalışıyorum ve sevmeye devam ediyorum.
Zamansızlıktayım işte bu iç huzur peşindeki yolculuğumda. Sızılarımın öncülüğünde bir öğreti gibi sana çıkan yolları arşınlıyorum. Her yol kendi içimde bir yere de ulaştırıyor beni. Oradaki tamamlanmışlıktan sonra yeni bir duyguya ulaşabiliyorum. Geçmişi yanıma almadan bugünüme sahip olamadım anladım. Takılıp kaldığım öfkelerimin hesabını kendime hiç sormadım. Sorduğum yerde belki kaybederim seni sandım. İşte bundan senle yolculuğa çıkmaya karar verdiğim ilk gün önce kendi içimden başladım. Sevdalı bir yürek sunmanın karşılığı yoktu bende. Tek atladığım senin bu koşulsuz, karşılıksız sevgilere hazır olmayışındı. Ondan seni en çok sevdiğim yerlerde beni zorladın. Güvenmekle güvenmemek arasında kalıp hep bocaladın. Ve geldiğimiz noktaya bir bak. Sana daha fazla sevgi vermek adına biraz kendime zaman çaldım, sen beni gitti sandın. Korkundan acıttın. Acında kabulüm oldu sevmene kattım.
Geldiğim noktada, yalnızlığıma önce ben eşlik etmek istiyorum. Zaten yüreğimin sunaklarından akmaya devam ediyor sana sevgim. İçimdeki sesi duymak için sadece geri çekildim. Fark ettim ki sonuçlara odaklandığımızdan belki, var olduğumuz an’a ihanettin bedelini yaşadık ikimizde. Hırpalandık. İçimizdeki zamanı kaçırma telaşına kapıldık. Oysa en baştan süreçlerden keyif almak adına sözler verdik. Dualarımız vardır geleceğe de ilahi düzen zaten bilirdi ne yapacağını. Bunu düşünmek sandık ki bize kaldı. Öğrenmenin bedeli sancılı ama hayata dair mucizeler var ucunda. Zorlandık, ama şimdi yine bugüne döndük. Mükafat sevdadan çıkma. Aşk yine aynı sükutta.
En güzel halinle karşımda gülümserken nasıl çalışılır bilmiyorum. Baş edilmez hal alan özlemlerden geçmeyi beceremezken, yanına bir de gerçekçi olduğunu söyledikleri, iç sesimden uzak şeyleri ekliyorum. Keşke diyorum inadına yanımda olsan ve gözlerinin ötesindekileri göstersem işte diye. Ki ben bu sevdayı sadece kendime tutum halen ötekinden bana ne diyorum. Gerçek ne? Bunca şeyden sonra bile ben sesini duyduğumda heyecandan dağılacakmışım sanıyorsam, mucizelerden geçerek karşıma çıkışına, hayatıma dokunuşuna ve emin olduğum varlığının yansımasını görüyorsam ötesi yalan. Gerçeğim sensin demektir.
Karışıyorum doğru. Kabul ettiklerimle baş etmeye çalışıyorum ama üzülmüyorum. Sürekli bir analiz halinde, ötekinin gerçeğinden geçiyorum zaten. Bunlara kulak kapattım. Arada sevgimi sınamak adına veriyor sanırım tanrı, işte orda savunma değil yaptığım sadece inandığımı, sevgimi anlatmak. Bir hayat yoluna çıksam sorusunu zaten hep sordum kendime, emin ol canım bugün bile senle konuşurken aklımdan geçti yine, varım. Mutluluğumuza dair dileklerime eşlik eden görselliğim de var üstelik. Kendimle de seninle de savaşmıyorum. Susuyorum orda, dinliyorum söylenenleri ve söylenenler dediğim en baştan bildiklerim, direncini yitirmiyor öteki zehirli diyor bu sevgi. Zehrini içmeye de varsam, ölecek olan da bensem istemiyorum düşünmesin beni başkası.
Ah nasıl zor bir gecedeyim bilsen. Sabahın uzaklığını sorma. Uykuyu bıraktım da geldim, üstelik fotoğrafını da koydun ya karşıma bak dur, içim geçiyor baktıkça. Özledim seni hem nasıl, yakındır gelişin belki de hayır demeye cesaretim olmasın diye duam. Bazen isyankarım doğru, adalet mi bu diyorum. Yazıyorum, çiziyorum ama yine de sadece senle yaşadığımı anlıyorum. Bağlılık mı bağımlılık mı sorusunu soruyor biri bana, savunmalarımdan bahsediyor, geç git bunları diyorum ben sana gerçek ve koşulsuz bir sevgi anlatıyorum. Yoksa olmayan şeylerin de farkındayım, kendi yarattıklarımın da. Kapımı kapatıp çıktığım yer yine senin dünyama bıraktıkların sonuçta. Bunca şeyden sonra halen tutan varsa bizi bir arada, benim kalışım da deniyorsa buna, en baştan seçimim kalmaktı zaten. Sabit nesnen olmayı ben seçtim. Şikayetim, isyanın zaten şıkkım olmadı.
Yoksun. Hiç olmadın mı acaba. Neyi özlüyorum, neye alışmaya çalışıyorum. Gözüme takılısın ama, baktığım her yerde karşıma çıkıyorsun. Kapatıp açıyorum gözümü dalgınlığım yine sana benziyor. Gülüşüm kayıp, senle mi gitti ne. Yoksun. Dayanılmaz bir boşluğun içindeyim. Her şey seni hatırlatıyor diyorum, saklıyorum aslında içimden geçenleri yine de anlıyor birileri. Keyifsiz misin diyorlar, evet bile diyemiyorum çünkü neden söyleyememekten korkuyorum. Özlesen diyorum eskisi gibi. Yine huzur istesen, gelsen. Geri dön desem, gerçi ne zaman gittin de dağıldım ben.
Biliyor musun ben iki kişiye can dedim, biri sen diğeri kardeşim. Şimdi kardeşim dünyanın öbür ucunda acısına yenilememe çabasında, sen kim bilir hangi kaybolmuş yaşantıda yalan sözler peşindesin. Adalet nerde demeye dilim varmasa da ağırım işte kendimi kaldıramıyorum. Kabul et dedim bugün ona gücün yüreğinden geliyor, merak etme acına merhem olacak zaman. İnandım mı söylediğime. Sorma. Sen yerim halen kanıyor şu sol yanımda. Bu nasıl bir zamanlama geçmiş de bugün bir yaşantıdan çıkıyorduk hırçın ve hoyrat tavırlarla. Demiştin ya başkasın diye, gitme zaman ver bana. Kaldım. O gün elimden tutup kal dedin ya, kaldım. Şimdi bu kalışa ağlıyorum. Hıçkırıklar düğüm düğüm boğazımda. Akan yaşımla dağılıyor mürekkebim, parçalanıyor kağıdım.
Ürkek olsaydım farklı olur muydu. Demiştim ya hani ben mi cesurum sen mi korkaksın diye, gülümsemiştin. Hiç demediğim kelimeleri dilime öğretiyorum, keşke cesaretsizliğime sığınıp gitseymişim. Sevgim sensizliğim oldu bak. Ben sana neler bıraktım, senden geri kendim bile kalmadım. Yalnız kalabilirim sanmıştım, sonsuz değil acım demiştim. Olmadı işte. Yoksun, bu yokluk mahvediyor beni. Sonra diyorum ki zaten ne zaman aldın ki beni hayatına. Ben var olduğumdan tutunduğun sevgime araladın da kapını açamadın ya. Yine de bak farkında bir özlem içindeyim hala. Deli bir duygu yaşadığım, ikimize de yeter belki. Pini çekilse patlayacak bir kalp var sanki içimde korkuyorum ya patlarsa, dağılacak sen parçalarım dört yana.
Didem Ablam'a,
.....................................................
Yapıp bozduğumuz hayatına aitiz hepimiz
Kimi gün becerebildiğimiz bir oyun oldun
Ben hayatın mucizevi şekilde seni karşıma çıkartan tarafını seviyorum
Aklımın yüzüne çıkan senleri bastırmaya çalışırken sana rastlıyorum
Senin için satın aldığımız sardunyalar elinde, farkında olmadan biniyorsun arabana
Tesadüf işte hayat diyorum ya da tanrının bana verdiği bir hediye bu
Kırgın olduğum zamanları uzatmak istediğimde, sevginden uzaklaşma diyor hayat
İki satır söz ediyorum sana sonra kırgınlığıma gölge düşüren varlığına şükrederek
Bu ses, bu numara ne alaka
Allahım şaşkının
Önce aklımı koru ama
Sorularımın cevabı
Sanmıştım ki beni hiç anlamadı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!