Gölgemi takip eden
Sinsi bir düşman sandım
Seni ben oysa yalnızlık
Sen ve karanlık
Ucu en açık en havadar hapishaneydiniz
Ben sizi sonsuzluk diye bellemiştim
Gözlerim ateşten kor bu gece
Ne yana baksam yangın oluyor
Susup kısmak mı lazım kendini
Umutsuzlukların tarlasında
Bir fidan yetiştirmek mi yoksa
Bilinmezliklerle dolu acı bir kavrayıştır
Sustuğun yerden vuruluyorsun
Sesin çıkmıyor sanıyorlar
Ama yanılıyorlar
İçimizdeki çığlıklar
Paramparça gökyüzümüzden baktığımız her şeyi
Yakarak kül ediyor
Hayata gri tonları sızmış zaman
Aman dinlemeden
Tuttuğunu zorla götürürdü
Karanlık bir yolun
Sadece başlangıcıydı
Geride bıraktıkları
Belli belirsiz bir anı
Sayılara hapseden
Gülen bir yüzdü
Hazır olda bekleyen
Hüzün değmemişti ona
Hayata bakan yerlerine
Gel üstüme gel lan kahpe gece
Hayatımı sende yorup seni adam etmişken
Sen utanmadan karanlığını sal üstüme
Leşe üşüsen köpekler gibi
Toprağıma hasret bırak beni
Garip bir güzdü
Bu sefer içi fena küstü
İçimi dışıma dökemeden
Saçlarımı ağartan bir delilikti yaşam
Hangi hücre yığını
Toplanıp bir araya
Acıtma canımı
Dilediğin kadar sev beni
Vurup kırma
Öpebildiğin kadar öp beni
Belki Kimsesiz sahipsiz öleceğim
Seni ben asırlar boyunca seveceğim
Sadece zaman geçiyordu
Ben geçen zamanı hatırladım
Sanki unutmuşum gibi
İlişmeyin sakın bugün bana
Bir başka efkâr var başımda
Kendi içimize uymayan
Bize yabancı düşler öğretildi belki
Belki yalnızlık ömür boyu değildi
(M.F.Ö. ağbilerim bana kızmasın)
Yalnızlık sonsuzdu içimizde
Kaç kaçabilirsen girdabından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!