kimse duymuyor ağzımdan çıkanları
oysa ben kalbimle söylüyorum
inanmak gelmiyor bazen içimden
çünkü kandırılmanın da bir sınırı olmalı
susmuyor kafamın içi
biliyorum sessizlik en büyük cevaptır anlayana
aradığımı bulamıyorum
bulduğumu hiç aramadım
kendiliğinden geldi bazı insanlar
ve sebepsizce gittiler, arkalarından hiç bakmadım
herkes hayatı yaşıyor, ben yaşamaya çalışıyorum
durdurun diyorum dünyayı, inmek gelmese de içimden, inmem gerektiğini biliyorum, yolculuğum bir yere kadar
nasıl başladıysak öyle bitirdik her şeyi
yedik içtik sanki zamanı, kırıntıları toprağa karıştı
silkelenip temelli yoluma devam etmem gerek
amma velakin bazı şeyleri aşmam için çaba sarfetmeliyim
ne kadar oldu bilmiyorum, yetişemiyorum hızına günlerin
hangi günahın bedeli bu yalnızlığım
Asırlar geçmiş gibi, kurulu bir düzenim yokmuş gibi yalnızım
İnsan bazen hayret ediyor bu yalnızlığa
Kimse elimden tutmuyor, elim hep çaresiz kalıyor
İşte böyle yalnızım
Rabbime mahsustu hani bu yalnızlık..
Üzerimizden bir kaç mayıs geçti..
Mayıslar öyle ağır ve öyle acımasız geçti ki, pestile dönüştüğümü hissediyorum
Etlerim sıkışıyor duvar diplerine
Bir gürültüdür ki hiç susmuyor
Kanım çekiliyor yerden göğe kadar
Vücudumun belli başlı yerlerinde bir kaç damar patlamak üzere
“ Huzuru buldum kollarında, dudaklarında
Sanki aynı huzuru farklı bir tonda fısıldadın kulaklarıma
Çölleşiyor kalpler, gamsız insanların uçkur sevdalarında
Öyle dersler çıkardım ki hatalarımdan, onlarla uyandım bazı sabahlar.
Savruluyor saçların, oysa yürümüyorsun bir adım
gücüm kalmadı yanında uyanmadığım bir güne daha uyanmaya
her gece düşüyorum düşlerden, senin kucağına
yürüdüğüm bütün yolların sonu sana çıkıyor
bil diye söylüyorum, kalbim her an aşkınla çarpıyor
kafamın içinde bir milyon farklı düşünce
kimler girdi hayatıma, kimler çıktı ve neden artık hatırlamıyorum isimlerini..
insanın hafızası bir yere kadar taşıyor demek ki isimleri, yada zihnimin bana bir hediyesi bu
evet, insan elindekilerin kıymetini bilmeli, kendimce ölçüp biçiyorum ve emin oldukça kuruyorum kırıcı cümleleri
kırk kat yabancıda huzuru aramamalı, uzakları yakın etmek için uğraşmamalı
kendiliğinden gelişmeyen hiç bir şeyi üstün bir çabayla kendine doğru çekmeye çalışmamalı
çünkü gün sonunda hayatında koca bir boşlukla ve elinde kalan sıfırla oturuyor kıçının üzerine insan
her aşk yaralar insanı, bu sana yazdığım ilk ve son şiir olsun
bir bardak su içsem boğazımda bırakan yaşamın elinden kurtaramadım içler acısı kaderimi
farklı bir son bekleyip aynı yolu yürüdüm, aynı yerde kanadı topuklarım, şaşırmadım
umut edip sırtımı dönsem de her şeye, içim dönmeyip hep o umuda baktı
kapanmış yaraları kanayana kadar kaşımak bana yakışır
ve derman niyetine tuzla gelen elini yoldan çevirecek değildim
“İnsan geçte olsa anlıyor yolunda gitmeyen her şeyi
Unutmakla devleşirken günler boğuluyorum yataklarda
Kaç gece uyandım aradım kapalı telefonda sesini
Koca bir yokluk ve boşluk yankıladı duvarlar
Bağırdım içimden, ellerimi tut dedim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!