dostluğuna ihtiyacım var
kuru bir yaprak gibi nefesim
hıçkırıklardan boğulurken
bir sana
birde varlığına özlem çekerim
seni ister
Saklarım göz yaşlarımı kirpik aralarına
Ağladığımı göremezsin
Dilimi gizlerim dudaklarımla
Seni sevdiğimi duyamazsın
Avuçlarım kanar gülün dikenlerinden
De gülüme tomurcuğu salmasın
Mevsim şimdi sonbahar
Her güneşte açmasın
De bülbüle vakitsizce ötmesin
Tan değildir ağıran
Dinle bak…
Sararan yaprağın rüzgardaki sesini
Dinle bak…
Yanağıma çarpan ılık aşkının ateşini
Bu rüzgarlarla gelmiştin bana
Gidişin aynı mevsime geldi.
Melek’te Gitti
Gittiği anda kaldı saat
Saatin yelkovanı onu gösterir
Benim doğum günüm onunsa ölümü
Ölümlü dünyaya kapandı gözleri
Öyle masumdur ki küçük çocuk
Sevesin gelir uzatıp elini
Uzatıpta çekemeyeceğin aklına gelmez
Masumluğun arkasındaki ustura keser birden elini
Sen sendelersin şaşkın bakışlarla
Masum çocuk bir anda ejderha kesilir
Kırık bir kanat omuzlarıma takılı
Uçmasını bilmiyor değilim oysa
Yıpratılmış yıllardır umutlarım
Kırıldı en sonunda
Pembeye anlamı ben verdim
Güneş mi battı, gözlerim neden kararmakta
Yıldızlarda yok oysa ayın mahmur ışığında
Bir kalem alsam elime
Nasıl çizilir ki karanlık
Yokluk gibi bir şey işte
Elime bir kağıt alsam birde kalem
Huzuru çizsem şu dizelere
Renk cümbüşleriyle geçiş yapsam
Bir mısradan diğerlerine
Sonra suluboyayla boyasam üzerini
Sana gül bahçesinden binlerce gül
Mutlu kalplerden kahkahalar getirdim
Sevdamı sundum çam altlarında
Geçmişi yok saydım
Sana tekrar döndüm.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!