Ne yaz yağmuru,
Ne de kış güneşidir.
Ne de kıyıda parçalanan,
Deniz köpüğüdür.
Bu tutku yürekte
Her gün boy verendir.
Sorma hiç...
Hüzünlerimiz,
Yalnızlıklarımız,
Kırk yamalı bohçalarda harmanlanır...
Sevinçlerimiz mi?
Özlesen acıyor,
Hüzünlensen acıyor,
Kederlensen acıyor,
Daracık sokaklarda geçen mülteci yanımız...
Bu şehir,bu sokaklar
Ey çığlık,
Ey susuş,
Hiç bir hükmünüz kalmadı
Zamana yenik düştük çünkü....
Eylül bu, az kaldı biter birazdan,
Eski anılarını,hüzünlerini topladı bile
Bahçelere çöker kalır kızıllığı mevsimin
Bir ben kalırım bir başıma orta yerinde hüznün
Hüzzamlar artık,kifayetsiz kalır sensizliğe…
Hiç mi hatırı yok,
Eylüllerin,kasımların,kızıl yaprakların.
Hiç mi hatırı yok,
Mayısların,portakal çiçeklerinin.
Şimdi bu soğuk bulutlara,
Mavi göğü bırakıp gittikten sonra,
İllaki kalır,
Yarım kalmış bir kitap,
Son noktası konmamış bir dize,
Açılmamış bir defter,
Gidilmemiş bir şehir,
Umutlandım bir ara,
Bir kurşun kalemin
İnce,
Kesik,
Çizgileri gibi
Bir yağmur yağacaktı usulca....
Minnet etmem zamana,
Ne hali varsa görsün işte...
Uzun,dikenli ve zor yollarda,
İyi bir yoldaştır yalnızlık
Zamana ve her şeye inat,
Basamak,basamak akıyordu su
Yorgun bir bozkır türküsü söyler gibi...
Birazdan denize kavuşacak
Ne yorgunluk kalır,ne de türküsü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!