Çok işimiz var gel
Bahar gelince
Güller dikeceğiz reçellik
Öpecek camları ateş çiçekleri
Hanımellerine karışacak
Sevgili kadın arkadaşlarım
Sizin hep kızlarınız oldu
Ben hep hayal kurdum
Siz kızlarınızı büyüttünüz
Ben kurduğum hayali
Sevdim
İster inan ister inanma
Bekliyorum
İster gel ister gelme
İstiyorum seni
Dost görünüyorsun ya
Bilirim düşmansın
Yapıştın kaldın yakama
Gerçi az değilim ben de
Hiç bırakmadım peşini
Zehir zıkkımsın
'Uçar' dermiş babam sana
Sen dersin ki
Hep mutlu oldum babandan yana
Gitti babam
Kırıldı kanadın
Karalar bağladın
Zor zaman
Dokunmadan geç yanımdan
Sessizce uzaklaş
Haberim olmasın varlığından
Sürükleme peşinde
En masum isteklerimi
Çıldırırlar görseler
Nil dahil tüm sular
Vurur kendini kayalara
Saçını başını yolar
Hiç biri berrak değil
Yeraltı suyu gibi derinlerden duyardım sesini
O sese bırakırdım gögüs kafesimi
Kuşun dalda durduğu anlardı mutluluk
Saniyelerdi
Tükenmez zamanlardan çalınmış
Kırıldı dal
"Bütün martılar tembel tembel bekleşirken
Balıkçı artıklarında
Sadece doymak için üşüşürler bazen sahile
Bazen su'ya
Uçmayı düşledim gökyüzüne
Merakımdan
Hırçınsın öfkeli
Yaramaz çocuklar gibi
Biri gelir biri gider güzellerin
Hünerin çapkınlık senin
Kime bakarsan bak
İki bağışlanmış günah gibi
yazarken hissetiğiniz duygularla okudum şiiri o derece samimi...kaleminize sağlık...saygılar
kaleminize sağlık...
sizin evrene armağan ettiniz imgelerdir, insanlığın kazanıma saygılar üstat...