Haber var
Sol yanımdan
Ah yüreğim
Zaman eskisi
Viran bir şatoda
Yitik prenses büyüsü
Kozada bıçak darbesi
Ahşap pano hapsinde
Çırpınışıyım kelebeğin
Eylül vurdu dallarıma
Köşelere bulaştı
Yeşil giydi ağaçlar
Arka bahçe kızılcıkta kirazda
Çiçeklendi erik ağacı
Öpecek dudağımı bu yaz da
Bi haller oldu asmaya
Dolanıyor elime eteğime
Ah sevdiklerim
Ne iyi ediyorsunuz
Avucuma eğdiğim günlerin ardından
Çıkıp geliyorsunuz geliyorsunuz
Hasret ne biliyormusun?
Değirmen taşı
Benimkisi de
Ezile ezile
Vuslat savaşı
Durmadan başa sarıyor
Kulaklarımda bir ayrılık müziği
Hüzün taksimi klarnetten
Hasret üflüyor Neyzen
Hıçkırıkları uyandırıyor kemanın
Çalıntı uykularımdan
Seyrindeyim hevesle
Kıvamında karanlık
Işığını salmış ay
Bir salınıyor ki
Taş çıkarır onbeşlik kızlara
Yaprak aralarına saklanmış
Gri bir etek giydim
Beyaz bluz geçirdim üzerime
Ellerimle düzelttim saçımı öylesine
Yola çıktım
Bindim otobüse
Cama yasladım
Seviyorum seni Nil
Bir kibrit yakıp çorak ömre
Alevlerini getireceğim avuçlarımda
Hasrete uyuduğum gecelerin
Küllerini savurmak için yüzüne
Öylece duruyor bakışın
Yanağımı kızartan sıcağıyla
Yaslı hasret duvarlarında
Unutmak istiyorum
Unutmak gözlerini
yazarken hissetiğiniz duygularla okudum şiiri o derece samimi...kaleminize sağlık...saygılar
kaleminize sağlık...
sizin evrene armağan ettiniz imgelerdir, insanlığın kazanıma saygılar üstat...