Bir yudum sesini duyunca çıktım arşa
Hayran hayran seyre daldım sana
Gözlerimdeki perde kapattı gökyüzünü
Benden başkası görmesin diye yüzünü.
İçirdin gönlüme yudum yudum sesini
Yalnızım bu küçük şehirde
Hem de yapayalnız.
Boğuluyorum gitme uzaklara.
Şiir olur gözlerin.
Ne çok aldanış biçimi varmış hayatta:
lafa,
yalana,
yalancılara,
“canım”a,
gözleri ahuya,
Maviliğin griliğe çaldığı bu sabah
Süzüle süzüle indin gönlüme.
Birbirine benzemeyen, çarpmayan
Damlaların yüzüme değdi yine!
Yollarda şemsiye açanlar vardı
Senden sakınıyorlardı:
Âniden gittin ya:
Hayâlindir giren her gece rüyâlarıma
Şiirindir harf harf oluşan mısralarımda
Gökyüzünden yağan aşktır avuçlarıma
Gözlerimden süzülen kandır yanaklarıma
İsminle baş başa kaldım canım burnumda
Doğacaksa doğsun artık sislerin içinden güneşim.
Ellerinin içinde olsun kanamalı yüreğim;
Hayat versin bana, ışığıyla yaşayayım,
Sadece "o" olsun hayat kaynağım.
Kaçıyor uykularım, arıyor ellerim, acıyor gözlerim.
Yaksın artık bir aşk, bedenimi "ce(he)nne(m)t"ime gireyim
Bizler o kadar ama o kadar yorgunuz ki aslında
Bir kedinin yumuşaklığı, sıcaklığı
Aslına bakarsan bir canlının sevgisi, ilgisi
İnsanın en büyük ihtiyacı.
İlgi, insanı baştan çıkaran bir duygu aslında
Yaşadığımız her an
Her insanın tatmak istediği sevgiyi ve aşkı yaşamak
Sevmemek niye normal olsun ki
Ben sevginin mutlak sonsuzluğuna
İnanan bir insanım naçizane...
Evrenin yaratılma sebebi de bu değil mi?
Biliyorum ki bu dünya üzerinde
Yaşadıklarımızın içinde birçok olay var
Ve karşındaki o çekimi görüp
Fark ettiği halde zihninde soru işareti oluyor.
Çünkü
Zihin diyor ki: "Emin misin?"
"Bu varlık o mu?"




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!