“Nasılsın?” diye sorarlar bana bilmem kaç defa
Ne ben nasıl olduğumu biliyorum ne anlatabiliyorum soranlara.
Gün batımı gibiyim meselâ:
Maviliğin son demleri, karanlığın ilk saatlerine merhaba.
Ferhat gibiyim meselâ:
Sevginin ve aşkın ne olduğunu çok iyi gösterirken
İstanbul Üniversitesinden çıktım yola.
Öğrencilerimle bir hatıra olsun kol kola
Vereceğim Galata’nın gölgesinde bir mola
O âşıktan başka büyük Âşık var m’ola.
Bir gün okunmuştu Hatt-ı Hümâyun bu parkta
Mavi gökyüzünün altında kızıllaşmış gözlerin
Kavuşamadığın için mi ağlamaktan mı?
Üzülme be Galata tam karşında sevdiğin
Selâmını alıp Kız Kulesi’ne götüreyim mi?
Gece akıyor gözler
Gündüze bestelenen hayat
Ve yine yeniden
Gecenin öptüm nefesini soğuk dudaklarından
Saçların gece, örttü yeryüzünü gizlice
Gözlerin yıldız, göz kırpar gözlerime
Hep bekler hep düşlerim seni ismin dilimde
Kelimelere dökerim seni bilir misin hece hece
Her gece ölümümdür yalnızlığım sensiz
Lacivert bir gecenin koynundayım umarsız
Ne çok şey birikmiş içimde farkındayım aşksız
Seyyâreler bile beni görünce kaldım ışıksız
Olmuyor, olduramıyorum, yapamıyorum sensiz
Bakamazsın yüzüme,
Özledim desem de ara(ya)mazsın
Gururun var yap(a)mazsın
Ellerinsiz, gözlerinsiz, sensiz yapamıyorum
Gel desem kurtar desem gel(e)mezsin
Gelirsen mavilenir gökmâtemim,
Çiçeklenir hâki-zârım.
Mısra mısra şiir olur sözlerim,
Satır satır roman anılarım
Mâşukunum diyerek bir de seversen.
Şu an her şeyi bırakıp gidesim var:
Kalbimi cennetinde,
Hayâllerimi imgelerimde,
Gözlerimi kainatında,
Aklımı kütüphanelerde,
Gülüşümü hafızanda,
Gökkubbede dönen bir girdabım
Fırtınalardan sonra doğar güneşlerim
Denizler taşırır, topraklar doyurur gözyağmurlarım.
Bir çiçeğin taç yaprağında durur
En güzel çiy tanelerim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!