İyice süslenmiş yağlı bir kapı,
Girdim içeriye muhteşem yapı.
Onun bu ihtişam cebinde tapu,
Yine kırk göz ile ağlar kuyumcu.
Ensesine baktım dönmüyor serbes,
İşlendikçe işler, iner derine,
Oya gibi örme canım yanıyor.
Bağlandıkça düğüm edip yerine,
Oya gibi örme canım yanıyor.
Burgulanır içimi hallerim yaman
Özledim
Çocuktum ayrıldım baba yurdundan,
Gurbette köyümü özledim dostlar.
Şöyle bir gezinip tozlu yollarda,
Kavalı çalmayı özledim dostlar.
Yalnız Çam Dağları gel deme bana,
Yaşlandım yoruldum gelemem sana.
Yaylam şifalıdır söyleme bana,
Yaşlandım yoruldum gelemem sana.
Yol vermez Otingi ormanı bana,
Yine bulut sardı göz pınarını,
Ha yağdı ha yağar ellere yağmur,
Çakan şimşek vurdu gönül damını,
Ha yıktı ha yıkar sellere yağmur.
kor tuttum elimde, ellerim üşür,
Vazgeç derim artık güzel işinden,
Vazgeç gönül,sende takat kalmadı.
Bunca yıldır koştun güzel peşinden,
Vazgeç gönül,sende takat kalmadı.
Güzeller yüzünden bunca çektiğin,
Vefasız
Senden önce bilmedim sevmeyi
Seni gördüm, sevmem dedim.
Geçer sandım sıcaklığın
Geçmedi gülüm.
Bir güzeli sevdim, aman doslarım.
Dize değil başı taşa yaslarım.
Sözünde durmuyor doldu yaşlarım,
Ahte vefa gitmiş uzakta gördüm.
Sevip okşayıp da sefa sürmedim.
Gurbete gidene adak sunarlar,
Adadığım adak bana utanır.
Sen giderken kiraz olan dudaklar,
Bir tebessüm bulmaz ona utanır.
İndim Akpınar'da suyunu içtim,
Sis sardı dağları kapladı düzü,
Acep nerden aşar Gül’e yollarım.
Bakarım göremem kör etti gözü,
Acep nerden aşar Gül’e yollarım.
Kar kapladı tipi sarıyor beli,
TEBRİKLER ÜSTADIM
Kör gözler, sağır kulaklar olduktan sonra, üstüne de yaltaçlığı ve yardakçılığı ekledikten sonra, kimler alim olmaz ki?
Değerli çalışmanızı kutlarım.
Güzel şiirinizi beğenerek okudum.Yüreğinize sağlık.