kanadı kırık bir kuş görsem
yüreğim kanar
canım yanar
bulut bulut dökülür gözlerim
zalimden hesap sorulduğu gün
ruhsuzlaşır
... ve sen
tek pencereli aklın içinde hapsedilen insan
o pencereden ne kadar bakarsan bak
gördüğün şartlanmışlığının fotoğrafıdır
seni sende hapseden paragöz ellere bağlı iplerin ucundasın
aklına, vicdanına prangalar vurulmuş
kalbimden geçen
sırça bir gölgenin yansımasıydı ruhumdaki esinti
altın kaplamalı olmasa da aynı aleme gidiyordu bindiğim gemi
yorgun, bitkin, umarsız yaşamların umudunda doğan yedi rengin altından geçtim
başsızlığın sonsuzluğunda yuğdular beni
başsızlığın evreninde dönüyor sonsuzluk
bilinmezliğin devinimine bırakıyor tozunu
ve dünya bir kez daha dönüyor kendi etrafında
doğa sevgiyle kucaklıyor güneşi
aydınlığı perdeleyen karanlığa inat
günaydın
hani diyorlar ya kıyamet kopacak
öyle bir şey olsa
- çocuklar ne olduğunu anlamasalar
kanatlanıp uçsalar -
her şey kaybolsa
doğa kötülerin şifresini unutsa
dürbünün tersinden her şey uzak görünür
bugünün işleri yarınlara bölünür
ölüm denen o yolcu sensindir aslında
sendeki sen bile sana uzak görünür
bir zamanlar gençtim
fişek gibiydim
kanı deliydim...
raconum vardı püsküllüsünden
yan bakanı anında tedavi eder
düz baktırırdım
aklını,kalbini unutanlar var
gördüğünü görmedim diyenler var
nankörlük hıyanetin nedeni olmuş
aşka vefasızlık edenler var
aklımı alan
kalbimi yakan
beni bende sen yapan
o gözlerin var ya
ah o gözlerin
kendimden geçiriyor beni
toprağın rahmine düşen tozun serüveni
çekirdeğin devinimiyle başlar
tohumdaki sarmal hikayenin
kalıtsal sıçramasıdır dalın doğumu
yaşam
karanlığın firari yüzü




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!