kızgın çöllere atsalar beni
kurak topraklar gibi çatlasa dudaklarım
bir damla suya hasret kalsam
bir yanda sen olsan
bir yanda yağmur
yağmura değil
peri kızları dolaşırmış
su kenarlarında
güzel çirkin ayırt etmeden
alır götürürlermiş erkekleri
cinler huzurunda nikah kıyarlarmış
ayrılığın sözü bile edilemezmiş
aşkını aklımda
aklımı dilimde sakladım
yalanın en kocamanını oynadım sana
sen farkında olmasan da
ben hep Pinokyo’ydum
önce ötekileştirirler
sonra ötekileştirmeyi yaygınlaştırırlar
sonra ötekileştirilenleri düşmanlaştırırlar
...
kuluçkaya yatırılan beyin evrimini tamamlar
kabuğunu kırar faşizm
bu kadın
kaçıncı kadınım benim
ben onun kaçıncı kocasıyım
bu çocuklar kim
kaç kez oğul oldular
kaç kez baba
sen varken her şey bahardı
yaprak dökümü mevsimlerde
ağaçlar çiçek açardı
sen varken
ne hüzün vardı
ne keder
aynalara bakarım geçen yıllar görünür
o yılların içinde yeşil dallar görünür
yarı çıplak bir hayal uzaktan bana bakar
bir çift gözün içinde portakallar görünür
yıldız bahcesiydi gökyüzü
ay`ın bakır tasından
portakal şurubu içiyordu gece
biz Ademle Havva gibiydik
kanımızda alyuvarlar
isyan etmişti tüm yasaklara
ben onunla konusuyorum
o başka tarafa bakıyor
...anladım
kendisini uyarınca
"kulağım sende" dedi
...anlamadım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!