Yüzüne benziyor dün
Öyle sıradan öyle yalan,yakan.
aslolan ve hükümlü bir kayıpsın
Nereden geldin ve kim aldattı seni
Ağlatıp ağlatıp küllerini savurarak
Kim yaktı?
Sen benim sustuğum sözümsün.
Gizlimsin,saklımsın
En umarsız notamsın...
Kime baksam seni görmüyorum
Neyi unutsam sen.
Birgün;
Ne varsa karanlıkta kalmış olan
Aydınlanacak gülüşünün ışığıyla
Ve yüzün,
Ömrümün orta yerinde duran
Gürül gürül yüreğime akan yüzün
Ölüyorum yine ben
Ve yine aynı sebebten
Kırmızıda geçiyorum sıramı beklemeden
Gülüşüne yetişemem çünkü sıramı beklersem.
Hep aynı şarkıyı dinliyorum molalarda
Sancılarım artıyor soğuktan muzdarip yalnıklıklarda...
Sonsuzluğun kıyısında sana rastladım
Alev alev yanıyordu bakışın
Gülüşün ömrümün tek gerçeği.
Seni sevmenin kıyısındayım birtanem
Senin için ölmeyi değil
Ben senin için yaşamayı seçiyorum
Hayat seni tanımaktan ibaretmiş
Seni bilmek,seni görmek
Sevmek...
Sen yaşamak istediğim herşeysin
Gökyüzünde uçmak gibi
Uzun uzadıya büyüyen bir düş
Ellerimde kelepçeli bir hasret
Uzandıkça uzaklaşıyorsun,
Hiç olmadık bir şarkıya ağlıyorsun...
Nedeni nedensizliği miydi bilinmez
Düşlerimde ölüyor
Cehennemin sıcak yüzlü güzü
Ve ağırlaşıyor ayaklarım,ellerim kalem tutmuyor
Yazamıyorum seni sayfalara
Kalbimden düşmüyorsun fakat,
Bakışlarım bin şafak...
Seversin,izi kalır kalbimde sıcak öpüşlerin.
Ve güneş doğunca bakışının anlamına,
Seversin,hemde doğmak gibi seversin
Adının özleminde yanan telaşlı aşkı...
Dualarına koş!
Sebebsiz,fiyakasız yakarışlarından kurtul.
Şimdi ben;
Terkedilmiş bir şehrin
Sahipsiz,kimsesiz,yapayalnız bırakılmış
Çıkmaz bir sokağıyım.
Kavuşmalara kurulu ayrılıkların
Baş rol oyuncusuyum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!