Kaçkez geçtim buradan
Yıkık,dökük viran olmuş,
Bacaları rüzgardan uçmuş
Eskimiş virane sokağından.
Çocuklar cıvıl cıvıl
Sevdiğim sen Türkan'ım
Keşke buncalarca sevmeseydim seni
Diyemem,
Sevdim ben,çokçalar seni.
Seni kıyamam,
Seni hiçbir yere sığdıramam
Umutları yarınlara taşıyorum
Bu gece mutsuzluğun son gecesi.
Menekşeler,laleler,karanfiller
Sevginin tüm çiçeklerini ekiyorum bahçeme.
Yapraklarını okşuyorum
Kadife yumuşaklığındaki ellerimle.
Bu akşam yağmur yağacak
Boş sokaklarda gezineceğim.
Her yerim ıslanacak
Ben yürüyeceğim.
Mevsim sonbahar,
Sonbaharın yağmurunda
Gündüzleri güneşin
Geceleri ayın,yıldızın
Bazı da bulutların altında
Dolaşıyoruz hepimiz.
Satranç takımındaki
Yalnızlar rıhtımında yürüyorum
Adımlarım yavaş,gözlerimde yaş.
Kalbimde sen.
Balıkların suyun üzerinde
Oynayışlarını görüyorum,
Oltam yanımda hazır.
Haydi içelim bu gecede arkadaş
Yarın akşamda içeceğimiz gibi.
Geçen günlerden gün çalalım
Yarınlarımızdan çaldığımız gibi.
İçelim bakalım
İçtiğimiz her şarap,her rakı
Yılların yorgunluğu ellerinde,gözlerinde
Başındaki ak saçlarında,yüreğinde.
Yorulmayacağını sandığı,
Koşmaya alışmış bedeni
Kendini kaldıramıyor bitmiş,tükenmiş,
Yılların yorgunluğu var herşeyinin üstünde.
Yoruldum karlı dağları aşmış gibi
Dere kenarlarından geçmiş gibi.
Yoruldum ovalardan geçip,
Denizlerde durmaksızın yüzmüş gibi.
Yoruldum bu yaşamda,
Her günü bir acı,her günü mutsuzluk.
Yıllarımın yorgunluğunu taşıyorken sırtımda,
ruhumun derinliklerinde ve her günümde,
her günümde içim acıyor.
Bazen,bu kadar yükü taşımak için
ne mecburiyetim var diye sormuyor değilim kendime
.Dağıtıyorum kendimi öteye beriye
değerli dostlar,
sizlerle burada karşılaşmış olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.paylaşımlarınız için teşekkür ederim.saygılarımla.