Yalnızlığı bir kundurasızlık mahzeninde eskittin sen,
Şaşkınlığını unuttun bir yanılsamanın koridorlarında,
Gergeflendin gölgesi kesik makasların arasında,
Bir bilincin ya da bilinçsizliğin yanında,
Gergeflendin,harflerin bir basamak oldu kelime ovalarında,
Şehirleri okurdun sen bir gözlüksüzlüğün imbiğinde,
Gürültülerin medfeninde bir bulutu yakıyor ellerini ışıkla ıslatan güneş,
Nice oyun,nice hengâme,nice yalnızlık parlaklığıyla eş,
Nice düğün,nice oymak,nice müessese senin pınarında serkeş,
Açarlar ellerini insanlar senin sıcağınla,umudunla yaşar,
Açarlar gövdelerini,gövdesiz coğrafyalara fütursuzca,
Sokaklar dururdu kimsesizlerin önünde,kimsesizliği öğrenirdi sokaklar
Sokaklar durdursun insandaki azgın benliği,tüm benlikler sessizce gezinir sokaklarda
Sonsuzluk dönencesi çeksin artık ellerini insanlardan,insanlar neden neşesiz sonlara dönüktü ?
Sonrasız sokaklar sıcacık kaldırımlarında insanların birleşmesi içinde bir umuttu
Sofiyane fikirlerle batına daldı insanlar,insanlık niye insanlığı unuttu ?
Yalnızlığı öğrenen kedi bakıyor kalabalıkların içindeki yalnızlığa ezgin sokaklarda
Gökyüzünde süzülen üç beş güvercin zemheride keserdi kanatlarını Kesik kanatları maviliklerle birleşir ararlardı insansızlık zamanlarını Zaman,bir sonsuzluk sergisi,kapısı arasından hizaya sokar insanlarını Zaman,zıtlıklar arasında yalpalayan bir çocuktur kutsar kendi benliğini Kendi benliğini okşayan beşer mağluptur,okşar hüznün habis ellerini Habis eller tutuyor cihanın iplerini,habis eller kirletiyor insanları Habis iller Babil gibi çağırıyor iblisleri,kanlar sarsıyor melekleri Harut ile Marut da ortalarda yok kim yardım edecek insanlara? Halis aynalarda kendini kaybeden bedenlere,şer mi hayır mı gerek ? Sanrılar dolan odalardan uçuşan yalnızlık kağıtları neden esrik ? Sergüzeştler tarihin maverasında kendilerini kaybedip neden eskir? Silsileler sırlarıyla yıldızların yalnızlık törenlerinde neden erir? Semaver kokularıyla kokan balkonlar insan duygularıyla apartmanlara gömülü Apartmanlar misafirlerini karşılar,duvarlarında yalnızlıklar gömülü Yalnızlık kağıtları aniden bir apartmanın balkonundan gökyüzüne uçtu....
Nefessiz kaldım geceleri,geceleri nefessiz kaldım
Gecelere üfledim karanlık aktı,hüzünlerden bir nefes aldım
Nefes almak bir saniye,sayhalarla derbeder sessiz nefesler
Kuşları göremiyorum,bir kızıllık mı sönmüştü?Nerde sesler?
Rehin ediyorum ellerimi balkonun gölgesinde,ey kuş ellerime ses ver
Azad ediyorum ışıkları,yakın beyhude yıldızları semada kalsın yalnız ay
Görgüsüzler, alaledeler, serseriler yeni nesilim
Vicdandan bihemehal aşırılıktan haberdar
Her dakika düşünüp değerlendireceği yerde
Sosyal portallarda görgüsüz yeni nesilim
Asıl konunun iyilik değil acımasızca kötülük olduğu
Kardeşin öz kardeşini yerdeyken vurduğu
Yaslamışssın sesini günahlarından arınan gün dönümlerine,
Yeşeren otlar dibine düşmüş fani gölgenin,
Bungunluğa yanaşmayan suların güçsüzlüğü,
Gökyüzündeki maviliği algılayamayan yaprakların gafilliği,
Ellerinde dönen sonu olmaz münakaşanın yaşlandığı bilinmez kıta,
Bir zencinin gözlerinde kırılan bir kemiğin acısı saklanmış rıhtımlarına,
Sırça bir köşk misali oturmuş şehrin gözlerine bir yaşantının buğusu,
Sırma saçlı bir taşlık yol alıp karıştırmış serin bakışlarını,
Bakamaz caddelere,ne bilsin ki taşlık yolun sırma saçlarını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!