ZAMANI GELİNCE
Bir bebek ağlaması gibi,
Derin;
Bir çocuk gülücüğü gibi,
Sade;
Boşuna kalbini kıracam deme bana,
Ben onu sana vermiştim ta ne zamandan,
Al ne yaparsan yap!
O senin malın, ister kır, ister sakla,
İstersen at denize, yem yap balıklara,
Ama asla bana geri yollama...
Şu anda bir Sezen Aksu şarkısı dinliyorum:
“Ben bir yerde hata taptım ama nerde
Vermeye çalışırken dolu bir şeyler
Kurmaya çalışırken doğru bir şeyler
Kaçıp gitti ellerimden birer birer sevgililer
“Umarım herşey istediğin gibidir! ”
bak bakalım ak düşmüş mü saçlarına, saçlarıma?
Bak bir değil, bin yıl gibi yaşlanmışız bu yaşımızda.
Arşa değmesin ramak kalmış başımızın.
Boşuna ağlama derya (elvan) gözlüm, benim kadar yalnız olamazsın.
Bir ekim günü, güneş tüm şiddetini gösterirken eve gelmiştim. Artık orta 3’e gidiyordum. Babam öleli 1 yıl olmuştu bile. Yalan Rüzgarı devam ediyor, birde üstüne Cesur ve Güzel başlamıştı. Kim bilirdi ki bu iki dizi ileride birleşecek?
Uykusuz olurdum hep okul dönüşlerinde, sabahçıydım zira. Yemeğimi yedikten sonra bir rehavet çöker ve giderdim hemen. Bazen yemek yemeğe bile fırsat kalmazdı.
O gün yine yattım uyudum. Rüyamda küçüklüğümü, uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımı gördüm. Canım sıkılmıştı uyandığımda. En eski arkadaşım olarak kim vardı yanımda?
8SEVİLDİM Mİ 8
(BÖLÜM VIII)
Geçen sene olan olaylardan çok gerilmiştim. Hocalarımla aramda bir sorun yoktu, aksine hepsi ile ağabey kardeş gibiydim. Ama yurtta ve okulda kamplaşma rahatsız eder olmuştu beni. Bende okulda bölüm birincisi olmamı kullanarak çocukluğumdan beri önünden minibüsle geçerken, ben burada okuyacağım dediğim Marmara Üniversitesine yatay geçiş yaptım. Sınıftakiler beni aralarına hemen kabul ettiler.
Upuzun, karalık bir yoldaydım,
Bir ışık farkettim,
Işığa yaklaştım, onların bir çift göz olduğunu gördüm,
Baktım o gözlere, cennet gibi bir dünya gördüm,
O gözlerin nuru ile aydınlanan yüzüm gülümsüyordu,
Ama o gözlerin sahibi kadar eşsiz olamıyordu,
Domates biber patlican! ...
Ve yine bir cumartesi günümün yarisini geçirdiğim iş yerimdeyim.
'öylesine kendime dönmüşüm ki, aylardir hiç dinlemediğim bariş manço şarkilari ile yine bir sukunet ve huzur hali aldi beni. Bilmeden vazgeçmişim be senden!
Oh be içim bomboş olsada, rahatladim artik.' dediğim sirada birden 'domates biber patlican' çalmaya başladi.
Birileri bu şarkiyi espri konusu etmişken; ben, o, uzaklara yelken açtiğinda ağliyordum.
'...oysa tüm cesaretimi toplayip sana gelmiştim
BİR KÖPEKTİ AMA
Köpeğin özgürlüğünü engelleyen bir tasma hep vardır.
Başıboş dolaşsa da sokaklarda,
Yemeğini arasa da çöp dolu torbalarda,
En neşeli anında ezilivermesi çok olası,
“Bir Haykırsam Duyulmaz Feryadım,
Ey Biçare Gönlüm,
Yapayalnız Kalmışım,
Bütün Bir Ömür.
Bir Günüm,
Bir Değil,
Ben Emine Keski, Erbil seni hatırlıyorum ve görüşmek itiyorum. Beni facebook'dan bulabilirsin.
Çok güzel bi şiir.Yüreğinize sağlık.başarılar