Dostun adın diye, diye
deste güller ile vardığım
dost ellerinde,
kesme taşlar ile taşlandığım, niye?
21.05.2004 İstanbul
Haktan, halktan yana olmuşum
hece, dize yazmışım diye,
anlamayan, cahil olan bir yana
maşuk dillerinde suçlandığım, niye?
21.05.2004 İstanbul
Mesleğimi sorma bana,
Yalnızlığın dükkânında
Keder alır, gam satarım.
Yalan, hile bilmez gönlüm,
Ne var ise, tam satarım.
Sormayın aşkımı, bana bırakın
Meçhul sevgili o, uzakta-yakın
Cemalin sorarsan, aynaya bakın
Sormayın aşkımı, bilmeyin sakın
Korkarım bu aşkın sonu gelecek
Yaşamaktan korkan namert,
sevmekten korkan alçak.
Sevdiğini söylemek, keskin bıçak.
Yerin yok nasıl olsa, yatacak.
Yaşa öyleyse ulan, kaçak.
Suçlusun,
sustuğun için,
aşkını haykırmadığın için.
Suçlusun,
doyasıya ağlamadığın için,
sevdiğinin göğsünde.
Dağların,
yüksek dağların,
kimsenin bilmediği kovuklarında kalan
kar altında,
bir yanı buza kesmiş, güneş görmemiş
bir yanı gün görmüş, ayazda solmuş
Unuttur gözlerine ağlamayı
Bu aşkın tadını çıkaralım gel,
At maziye karalar bağlamayı
Bu aşkın tadını çıkaralım gel.
Hayat bu, her zaman gülmez insana
Gelmese şu bahar,
olmaz mı?
Kabarmasa sıla hasreti.
Alışmışım, sevmişim gurbeti,
yalancıktan da olsa.
Oynatmasa yüreğimi,
Vazgeçelim yalanlardan
Seveceksek, tam sevelim
Olmayalım riyakârdan
Seveceksek, tam sevelim.
Gönül gözüyle bakalım
Engin bey şiirlerinizin hepsini büyük bir zevkle okudum....duygularınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler, yüreğinizde ki coşku hiç bitmesin....