Engin Demirci Şiirleri - Şair Engin Demirci

Engin Demirci

Teslim olduklarımız...

Dalgakıran bir şey olmalı, bedenine yabancılaşan mankensel haram kızlarla, hiçbir şeyin doğal olmadığını anlatan helal kızlar neyi törpülüyor yaşamlarıyla. Nerden çıkageldi sorunlu birikimler ve yelpazelerin sunduğu ayrışmalar neye yakıştırılır. Neler neler var halihazırda, hatta peşimizi bırakmıyor. Çocuklukları yaşadığı evler kadar masum olanlar, bugünü yaşar hep mutlu oldu çünkü yarından emindi. Duvara sinmiş lekeler gibi duygular. Usul usul işlenmekte insanı insansız yaşatma oyunları. Gün gelir değişir, içimiz acır. Ne iyiydi bir dostla konuşmak özel bir şeyler sunar ruha sanki. Engin gönüllü olanlar, bizi biz yapan önce iyi, sonra çok iyi, sonra dikkate değer yine çok keyif verir her gün bir şeyler anlatması. Bitmemiş şiirlerin dilleri yok, evlerde, tenlerde, duygularda, yalnızlıkta, örtüde, cinsiyetlerde hapisler. Parça parça verilmiş olanlar neyin herhangi şeyi cezbedenler. Gecenin çobanları günün birinde, hakikaten günün birinde, aniden, hiç hazırlıksızken öyle bir severler ki, gönül tahtına taşınabilir ruhunuza hüzün, bir daha hiç dönemeyeceğinizi düşünün. Bu büyük talihtir fakirler için durumumuz iyiydi. Geçen mevsimler arasında geçmişini gözden geçirenler camii avlusu, park köşelerinde güzellikler ötesıni yaşıyor. Gözbebeklerine gönül albümlerinden yansıyan gonca gonca aktarıyor. Seyrine doyulmuyor yağmurun, ne değişti? sorusunun cevabı, biraz da burada gizli.


Tesadüfi düş bahçesi...

Devamını Oku
Engin Demirci

Duyguların doğum sancıları...

Kim mütevazi ve dürüstse aşk ona özen gösterir, gerçekten daha gerçek kalbın derin üzüntüler duymasına neden olur dedi Pirim. Dünyadan biraz geri çekilerek düşünelim şems vakti dedi Mirim. Anlaşılması gerekenler ruhuyla da her zaman gerçeğe aykırı bir şey söyler, sevginin adabı dedi Meczup. Gelin görün ki, o gerçek olmayan şeyi göremeyenler her zaman gerçekmiş gibi yaşar dedi Zahit. Sözsüz bir anlaşmadır aşkın sokakları, o sokakları anlatıyorsa gece, o sokaklar bildiğimiz sokakların benzeridir, başka şeyler değil dedi Hırkasız Derviş. Gerçeğe uygun bir tasarım, maşukun ki kolayca örtüşür dedi Sufi. İster istemez kendinı yaratma biçimine koyanlara tam öyle olmadığı uyarıları, gerçeğe sahicilik kazandıran çevrenizde çoğalırken, iç dünyaların taşıdığı ağırlık artar dedi Garip Çoban. Gerçeği bilmenin olanaksızlığı üstüne pek düşünmeyenler, düşlerde orada bir yer vardır ya da geçmişte ve bugün bir şeyler yaşanmıştırla gelir önümüze dedi Deliler Şeyhi. Gece o gerçek ve görüneni, hayal ettiklerimizi öyleymış gibi dile getirir ve daha çok inandırır sevgiye dedi Miskin. Gelgelelim,sözcüklerle yarattığınız anlatı dolu suretin,ilişkilerde bir gerçek olarak mı okunur dedi İhtiyar Bilge. Ve gönül yaşadıklarından gerçekmiş gibi söz ediyorsa hala yalnızsınız dedi Aklı Kıt Adam. İlk kez başlayıp olduğu gibi düşünmüş engin duygular adım adım tamamlıyor sancılarını



Devamını Oku
Engin Demirci

Neden buradayız sevgili dost...



Ok hedefi şaşırır ama dil şaşırmaz buyurdu Şahım. Şems vakti yola çık amma yoldan çıkma dedi Pirim. Olmadı'da, ölmedi'de gönül vuslatınla ya şafi dedi Mirim. Aşıkı sadık mı? Değil mi? Emin olmak içindir imtihanı, can'daki canda dedi Meczup. Yara tenindedir canında değil aşık, geldin bir kaç zaman her namazdan sonra kal, tenine kan geldi alevlerden dedi Zahit. İmtihanın sualden, sualin nedir? Hiç düşündün mü? Kendini tamam etmeyi dedi Hırkasız Derviş Gönül askında ne var? Merakla bekliyordum okumayı, tefekkürün yolunda tevekkül yolculuğu ıçin sonunda sıra gelebildi dedi Garip Çoban. Alem şu an yerinde değil, gerisi hep vesair ve yeniden dönecek feleğin çarkı bildiğim o ki dedi Fakir. Bir derdim var dünyalık telaşın karından, çile duvarında tebessum ömrün ve yine hazırım yenilmeye dedi Aklı Kıt Adam. Anlamı olacak harfler kendimden geçmişime sus pus sen gibi gel artık susmam için dili lal içimde senle çilveleşen vakitlerde dedi İhtiyar Bilge. Zaman mekan tanımayan o bakışın varya, bizden bir fatiha gülüşümüze yansıyan. Tanıdık bir hüzün hiç olmamak gibi bir şey iç sesim dedi Deliler Şeyhi. Hep geçti, hiç gelmez mi bizimkisi tadında bu demde. Sussam saklambaç oynasak saklandığın şems vaktinde bir bekleten varmış dedi Üstad. Üşenmem için herkesim yok yeni güne, su gibi tasviri anlatılmaz gölgemin sen yokluğundaki damlada dedi Miskin. Kıvrılıp uyuyor insanoğlu yalnızlığına, sen kal sağlıcakla! dedi Aşk.

Devamını Oku
Engin Demirci

Gerçeğe veda eden iyimser gelecekler..


Bütün alemin meçhulleri bu kıymetli gözyaşlarındaki acayip bir bilmecede gizli. Neler vardır, neler olur bu gönülde? Hoş gelir aşığın derecesine göre, burası aşk. Gizlendiğini söylediği gönül de garip, mühim olan ne varsa hepsi oradadır. Kapılarını açmış aşığın aşkı orada gizlidir, kaybedip gizlenmiş karanlık bad-ı sabada. Sen deyip benini silenler tam bir aşk şuuruyla yoğrulmuştur. Hayranlık kaynağıdır şems vakti, kimsenin ardında kalmaz bu vakitte aşıklar. Şerbeti kim verdiyse içerler kana kana hüzünlü gün. Hicran yurdundan saadet alemine göçerken bereketli yağmurlar gibi yağarken ruhların dünyasına gömülenler gönüllerin gönülü. Diyecek sözüm kaldı sezilmemiş aşka. Sevgiye yer kalmadı mı? Biz yokken, onlar vardı o yüzden kısacık ve doyumsuzdur o anlar. İç içe geçmiş gizli saklı geceye fazladan ekleyecek sözüm yok. Duygusu yara almış olarak yaşayanların kalblerinin öldürülüşüne sanki tanık olmuş gibi gecenin çobanları. Hep çok tanıdık anın hayalini kurarak yaşıyor insan. Taa o zaman, gözyaşlarında akıtılanlar hicret olabilir mi? Yüreğindeki zehir gibi acıyı sevdiklerine akıtanlar, o solgun gülün kokusunu duyar mı? Kendi suçu ve ağlamayacak olanlar çaresiz. Ağzını ağlarken eliyle sıkı sıkı kapatanlar, vaayyy ne geldi başıma! dese, incinmez mi aşk. Katlanabilmemin başka yolu yok, gözümün gördüklerinin birbirlerine duydukları hasretle, yaşamaya hakkım var aşkı.


Devamını Oku
Engin Demirci

Yarından öncen, kara kutu...


Duygular dem dem külliyatını istemeli ömrü pahasına duygusundan. Olmasını istediğinde her türlü ödüle kavuşacağı büyük şehri tercih eder gecenin çobanları. Ne hoş oluyor, eskiyen dünyada eskimeyen duygularla yüreklerde saklanmalar. Her çileye göğüs gererek, sevdiğinin bilincinde olan duygular toprağını toprak bilir tohumlarına. Sevgi için çok şey yapanlar, balık bilmezse halik bilecek elbette gün ışığına çıkmayı bekleriz derler şems vakti. Binbir mihneti göğüslerken düşündüklerini anlat, sevindirici gerçek bir kararda seni seviyorum demek. Bu hayırlı girişımi başaracağına inanıyor, hayrına olan her şeyin peşinde koşan sevgi. Bence, en anlamlı olarak şöyle tanımlanır sevgi, kadir kıymet bilme adına güzel şeyler olurken, bensizim. Sevgi ve hoşgörünün sınırları, sadakatin gizemiyle gecelerde güzel. Bir hükme varacağız birazdan, varacağımız hükme ister inanın, ister inanmayın, ister sevinin, ister yerinin, ister övünün, ister dövünün. Eğer, sevgiyle insanlık için bir şeyler yapmamışsanız. Veya yapmamışsak. Sonunda sizden ve bizden hiçbir şey kalmayacak sevgi(li) de. Eğer sizin yaşamınız, bizim yaşamımız yemek, içmek, uyumak, yan gelip yatmaktan ibaretse, görüp göreceğimiz, O musalla taşında bir namazlık saltanat olacak. Haydan gelen, huya gidecek, boş yaşayan toz olup kaybolacak ey yar. Gönüllere hizmet erbabı, aşk namına bir şeyler vermeyi başaranlardır. Ama Fisebilillah'ı varoluş amacını bilerek yaşayanlarda Fatihasız kalmayacak ruhları.


Devamını Oku
Engin Demirci

Güzel bırşeyler hissetmekte güzel...


Ölmüş ruhlar kanatlanır ebced değeriyle makamını arar, sin, kaf, ya, nun, ta ile sekine derdi olmayanlar kalkamazlar. Vav'laşan sözleri yormaz mim halleri gelde gör. Şeylerin biri şükretmenin mutluluğu susarak, sürgün harfin güncesinde ayrılık sızıntılarımı gelde gör. Bir mevsim ve dingin bir deniz şimdi gönül. Bulut ve rüzgarla herşey senin için. Cümleler yüreğine kır yeşili safran kokusuyla. Ve delilik güneş batarken dizelerin kımıltısıyla, yeniden yaşamaya başladım seni, gelde gör. Pek doğal ki bütün bunlar gerçeğe aykırı, oysa suretperest yaşamlar saçma ve tahrik edici şeylerdir. Sınırlanan duygular her hangi bir umutsuzluğa kapılmışlık sevginin onuruna dokunmaktadır. En ağır günlerde büyük fedakarlık göstererek kendi duygularına sadık kalan duaları, gelde gör. İlk saflarında yer alan sadakata bir inanç beslemekte, düşünmeye gerek duymadan onun yanında yer almakla alevlenmektir. Gönlümüz geceyi sevdığimiz için savaşı seçti, gelde gör. Dualarımız, hayattan tiksindiği için değil, yaşamı sevdiğimiz, özgürlüğü sevdikleri için savaşı seçip daha iyi mutlu yaşama, geleceğe inandıkları için göze aldılar gecenin çobanlarını, gelde gör. Gönüller ayaklanıyor alevlenmek için, tutsak etmek isteyen işgalden kurtulma halini aldı. En büyük düşmanınla yüz yüze geldin, onu yoketmeye ve direngenliğini daha da kamçılamaktaydı; biz buradayız ve yıkılmaz duruma geldi aşk, gelde gör.


Devamını Oku
Engin Demirci

Sen bilir misin aşık olmayı? ...


Aşkla sınananların dünyayla yemini bozuluyor şems vakti onların diliyle. Marifet her dem bir nida gelen son nefesten razı ol. Birliğe ulaşmak için gönülde gönül yatmalıdır. Yar ister cayır cayır yandıranı davet ediyor. Dokundukça kabarıyor kabarıyor nereye akar? Onun içindir gece hep damla damla yalnızlığına. Bir mektup neleri unuttuğunu, neler söylemek istediğini hatırlatır sevgine. Uçsuz bucaksız yollara düşürür. Ey efendim, ey zahıd değirmeninde öğütüyor kendi kendine. Servetleri çoğaltmak için selef-i salihinin kalbinden zerre miktarı imanla bir yol ver. Bir kelime işaret ediyor, bağırıp çağırmalara aldırmayanlara, hu der döner gece danesi. Aslına dönüyor kalbime doğru sızıyor aşkın hicazı. Demi sürülür bunda, döndür garibin başını aşk döndür. Ne göründü gözüme, öğütür bir gün benide bir avuç toprak. Agah ol, meleklerden üstün olanların peşinde. İnsanı kemale o ulaştırır işte. Hiç kıpırdamadan, nefesini bile dikkatle alıp verenden içre. Ve kalkın adanmışlık duygusuyla, aşkın aşkına tereddütsüzce üryan olup, engin denizine daldığında zaman durur. Eksik olma sızdıkça sız sık sık damımdan, büyüdükçe büyüsün içimde için diyorsun. Boynumun borcudur o gün, bütün sırlarına boşalmalarım. Hakimiyet meydana çıkar, cevap veremez gözler. Kendisi cevap bulur sıkışmış kelimelerin kucağımda. Bir şey o hali hor görmez, suretten damla damla mananın diline ulaşırsın.


Devamını Oku
Engin Demirci

Kaybedeni olmayan tek yarışmadır aşk...


Tutuyor ahımı zifiri karanlık, hüzne düşerken kartaneleri ödeşmek adetten kirli cümleler arasında. Bensiz yaşadın sustum, gece beni gizledi gündüzü sevmeye dermanım yok. Beyaz renklerle renklendiririm geceyi dudaktan kalbe, bir fikri savunur zühd ve takva. Kendini öğrenmeden, başka şeyler öğrenenler, hakiki manasını anlamak istemiyor hayatın. Mahrem bilgiler sunar kendi aklına güvenenler. Tefsir dersleri sunar şems vakti, farz-ı ayndır sevmek. Beni bekleyen ne aylak biriymiş gibi bır şey, çözümlerden başkası görünmeyen bir ortak nokta olabilir. En iyi şey seslendiği vakitte, kelimelerim var siz biliyorsunuz. Hep kendini hatırlatan ağır yenilgileri, susarak özlüyorum. Adı önemli değil, çay sefasından öğrendiğimiz bindirir bir gemiye gönlümüzü. Görünürde düşünmeye zorlayan özlemler her zaman özlenir, benden farklı olanla. Daha derin turkuazlar içinde daha derin unutursun bağırışlarını. Eksildığin yerde duyana söz geçiremez dokunuşlar, kalsın için içimde dindirsin diye yürek ağrını. Durmayacaksın uykuda terindeki zerrelere borçlusun, sevgiliye tomurcuklanan yanını. Madem ki, sızısı geçsin feri gelsin bir adım daha sönen arzularımın arkasına gel. Dağılır her yana kartaneleri gibi, seyre çıkıp nefes nefese, gölgede kalan anlamları b/akışlarınla bir araya getırebilir misin? Hiç olmasa varış yerine kadar mayalasan, anlamazdım öteki yüzleri. Mum ışığından hayaller gibi dağıl her yana, biri bana, biri nar'a, biri bize, dem dem hep aşk olsun.


Devamını Oku
Engin Demirci

Kendi kendine hangi oyunları oynuyorsun? ..


Parçalanmış insanın kimliğinı tanımlamak çok zor değil buyurdu Şahım. Seni başkalarından ayrıştıran aidiyetlerin, mekansal imgeler arasında kimse kimliğini bilemez hale gelmiş dedi Pirim. Bütünleşenler farklılaşır içerden ve dışardan, dünyaperestler arasında kendini ortaya koyarsan dedi Mirim. Ben o olmayansam, o 'da ben olamayandır dedi Meczup. Seni belirleyen manana eren insanlığın, öteki ve bizle konumlandırırsın hayata kendini, yitik bir yaşamın izlerisin dedi Zahit. Güzel günümüz sık sık sıkıcı ama çok da çarpıcı bir fark yaratmıyor, duygular hakikaten hakkını verdi dedi Hırkasız Derviş. Ayakların yerden kesilecek, lezzetli bir gece geçirmek tabii ki büyük marifet dedi Seyyah. Aklı gelişmiş şems vakti mükemmeli yakalayanlar benim için ilaç gibi kalbe dokunur, zaman da hüzne boğar dedi Garip Çoban. Fazla konuşma, fark ediyorum getirmek istediği noktaya doğrudan ulaşırsan biri olarak ol dedi Aklı Kıt Adam. Sükutumuzdan faydalanmayan sohbetimizden tat alamaz, çok hıkmet var az konuşmakta dedi İhtiyar Bilge. S/öz'deki tasarruflar belaları önler, senin dilin senin aslanındır, dikkat etmezsen seni parçalar, hasat et merhametinle dedi Deliler Şeyhi. Hidayet bulman için, kalbindeki katılığı bileme taşına tut ki gözyaşların bıcağı olsun bereketine dedi Fakir. Gayret de gayret sohbet etmen için indir omzundan benıni, selamete ermen için kendini sırtına alda gel aşkla aşka.


Devamını Oku
Engin Demirci

B/aşka bir yerde..


Halimizin izahı sosyal dokudan kaynaklanıyor buyurdu Şahım. Üzülme aşk seninle tanışmadıysa, o üzülsün dedi Pirim. Son vermekte karanlık hicret ederek gündüze doğru geceye. İnsanda sevgi güçlük çekiyordu, binbir düşünce yalnızlıkken dedi Mirim. Dünyaperestleri uyutmuştu yalnız çoktan. Yorgun düşmüş duygular anlaşılmaz halde uyuyakalmıştı kendini bekleyip durmaktan dedi İhtiyar Bilge. Elinde modellenenler, yardım umarcasına yanaştı gönül penceresine yalnızlığın dedi Zahit. Bön bön ne görüyor, kalbe ne yansıtıyor bakışın dedi Miskin. Gökyüzünde bulutlar örtmüştü yıldızları, ıssızlık kaçıncı katından, yıldırımlar meydan okurcasına hicret ediyordu yırtarken sessizliği dedi Aklı Kıt Adam. Canla bekliyordu toprak damlaları, kavuşacağı anı. Tam o anda, birdenbire biryerlerden çıkageldi bir önceki damlalar dedi Fakir. Neysen sözediyordu çiçeklerdekı damlalar, savrulan yapraklar, akan sular, tutkun mu tutkun dedi Hırkasız Derviş. Yırtıyordu karanlığı geceye meydan okuyan gecenin çobanları. Esmanın hikmeti okşuyor okşuyorken alnını karanlığın dedi Garip Çoban. Gözlerini yummuş düşlüyor, düşünüyordu, engin gönülleri dolgunca dudaklarına yansıyordu dokunuşların sık sık inlerken dedi Zahit. Alnına çiy mi yağmış, terli elleri akın akın gelen damlaları alıkoyuyor birden dudakları kendiliğinden. Bir çırpıda çayı yudumlayınca, anlamlı tek şeydi o an dedi Deliler Şeyhi.


Devamını Oku