Yâre biat ettik, el pençe dururuz ebedi,
Bizi böyle boynu bükük kılan, AŞK’ın edebi…
Bayramlarda çocuk iken, topladığımız şeker ise,
Şimdi rengarenk şeylerde ne?
Ya ağzımın tadı yok,
Ya da muhabbet eksik...
Ve herkesde ucuz işporta malı bayramlık yüzler....
Çok şey bekleme YâR,
Sihirli değneğim yok benim,
İstersen kelimelerden üst üste mutluluklar dizer, dünyalar kurarım senin için…
Eyvah! Neden böyle bakışlar şehvani
Sözlerinden bal damlar lakin şeytani
Âlem cenk etmeden zevk peşinde koşar
Kalplerden sürgün yemiş aşk-ı rahmani..........
Azat etsen de uçmaz altından kafesleri
Yok ki çelik çomak oynamaya hevesleri
Kurudu mu zürriyeti bu milletin yoksa
Duyulmuyor hiç sokakdaki çocuk sesleri.....
Ey gafil...
Eşref-i mahluksun sen yok üstünde mertebe
Kula kulluk ne kitaba sığar ne edebe
Sürdüğün sefa çektiğin cefaya değer mi
Bak! Dünya dedikleri, üç kuruşluk debdebe..
Ey deli gönül
Ha varlığın ha yokluğun
Yetmez mi sefil olduğun
Ecelin oldu değil mi
Can/an yerine koyduğun…
Çok gülüp az ağlayacaktık güya
En tatlı yerinde sonlandı rüya
Öyle değilmiş bak! sende gördün ya
Tam bir hayal kırıklığı bu dünya…
Farklı olmalıydı, farkım olmalıydı herkesten, düşünmeden serencamını takıp boynuma muhacir yaftasını düştüm adına ‘Aşk’ denen hayalin peşine...
Bir derdim var ki
Bin derde bedel
Kıyamet sanırım,
Tek çaresi ecel
Emanetçi durma gel,
Bir an evvel
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!