Onu unuttum.
Küçük bir kız çocuğu gibiydi kalbi.
İri,badem,yaramaz gözleri vardı.
Şarkı söylerken dans ederdi
Söylemesi zor.
Hangi ülkelerin masalıydı bilmiyorum hala.
Sonra turuncu hikayeler anlatmalısın bana.
Gölgesinde portakal ağaçlarının.
Ve dökülmeli üzerimize
Portakal çiçekleri.
Turuncu minderler üzerinde uzanıp seyretmeliyiz
Turuncu gökyüzünü.
Gün sesini duyduğum zaman aydın
Ve coşkuyla doğar hayalime
Binlerce martı çarpışır içimde sesinle
Kaybederim hüznümü bilinmeyen bir yerde
Sen en büyük müjdesi aşk bahçelerinin
Gözlerin kadar derin yüreğimde yanan ateşin
Bir gün geldi sen gittin
Vücudumdaki bütün kanı çekerek...
İçimdeki yaşam enerjisini
Ruhumdaki ateşi
Bedenimdeki canı çekerek gittin.
Bulutların üzerinden dünyayı seyreden bir melek gibi masum,
Küçük bir bebek kadar güzel kokulu,
Ve bir bilge gibi akıllı,sağduyulu...
Benim küçük Udumbara Çiçeğim!
Kurak çöllerde billurdan bir vaha kadar değerlisin,
Uğrunda savaşılan özgürlük,
Kelimelerinden dökülüyordu mısralar,
Bir iç çekişi boyunca.
Belki ondan bu denli soyluydu susup kayboluşu.
Temmuz sıcaklarında...
Baktım izin bilmez oldum
Kara gözün görmez oldum
Bal dudaktan içmez oldum
Şu yareme merhem ola.
Gönlüm bir ney olup inler,
Nazlı bir yürek,
Ellerinde kalbimin anahtarı.
Muhteşem dostluğu kadar güzel bakışları
Sevgili kedim
Yol arkadaşım
Tek isteği sevgim
Her şey mükemmel bir portfolyo içindi.
Ne kadar farkında da olsak istiyorduk bunu.
İmaj takıntıları eşliğinde tepki veriyordu vücudumuz.
Detaylar,ilgi alanlarımıza göre çoğalıyor
Suskunluklar büyüyordu gitgide.
Sabiha Ablanın makarnaları gibi;
Cemre havaya,toprağa ve suya düşüyormuş.
Benim kalbime düşüyor bomba gibi,
Düşününce seni.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!