Aşk,
iki sevgilinin birbirinin gözlerinde ki notayı keşfedip,
kendi şarkılarını söylemek gibiydi birbirlerinin dudaklarına..
gözlerin çok sessizdi,tek bir nota yoktu gözlerinde..
ben sadece sus kaldım dudaklarında!
ölmenin şimdi ki zaman halindeyim..
sakın geleyim deme..
geçmiş zaman da asılı kalır bileklerim..
ben gelecek zaman için çok intiharlar biriktirmiştim..
gidersen ne olur ki? alt tarafı bir daha ölmeyi denerim..
Kendimi çok ucuza sattığım bir gündü..
Ayrılığın sesi uzaktan bile hoş gelmiyormuş sevgilim!
Kaç milim uzaklıktan ihanet etmiştin bana, mermiler hala içimde..
Yalnızım..
Terazide sensizken sıfır bile etmiyor artık kadınlığım..
Dayanıksızım...
Bana inat öyle dayanıklı ki sızım.
Bir bilsen aslında,
Birlikte uyanabileceğimiz tek bir sabah için tüm gecelerimi alnından vurmaya hazırım!
Keşke, ne kadar keşkemiz varsa atabilseydik birlikte en uzağa.
Keşke gelebilsem şehrine. Gözümü kapattığım da hissedebildiğimdin sen benim ama hiçbir zaman yanına gelemediğim. Varamadım sana. Gelemedim. Zamanımız yetmedi. O kadar sevemedik birbirimizi. O kadar kalamadık birbirimizde. Oysa öyle çok inanmıştım ki ben bu bağlılığa. Kader demiştik biz birbirimizin adına. Yanında uyuyamadığım ama sesinle uykulara daldığım geceler vardı ömrümde. Tenine dokunmadığım... ama kokunu hissedebildiğim günler vardı. Yüzünü görmesem de binlerce insanın arasın da ses tonundan seni tanıyabilecek gücüm vardı. Kimsenin dili bunun adı aşk demeye varmasa da bunun adı aşktı. Aşktan da fazlasıydı. Nasıl titrerdim üstüne. Nasıl kıyamazdın bana hatırla! bana dokunmadan titreyen için nasıl sevecek başkasını? Beni hiç görmeden seven gözlerin nasıl değecek başka iki çift göze. Hani her şey birbirimize kavuşmak içindi? Hani geçecekti zaman? Hani geçen zaman bizi birbirimize getirecekti? Zaman geçti biz kaldık. Birbirimizde kalamadık. Şimdi keşke çıkıp gelebilsem şehrine. Bensiz yaşadığın şehrine. Uzaktan da olsa görebilsem. İzleyebilsem seni. Zaten uzaktan hep uzaktan sevmedik mi birbirimizi? Hasret oldun. Uzak diyarlar oldun. Vuslat oldun. En uzun yol, en uzak şehir oldun bana. Özlem oldun, uçurum oldun. Yar olamadın. Yar olamadım. Biz seninle hiç sinemaya gidip aynı filmi izleyemedik. Biz seninle yağmurda ıslanamadık. Biz birbirimizin gözlerinin içine bakarak seni seviyorum diyemedik. Ama senin sesinde çok az bir kırgınlık olsa gecelerce ağlamışlığım vardı benim. ben seni sevdim. Aradaki yolları, mesafeleri değil. Ben seni sevdim. Hep uzağında, asla görmeyeceğimi bile bile…
Özledim.
İnan ki varlığını hiç hissedemediğim halde hiç çekilmiyor yokluğun.
Bak elimde sigaram tütüyor, burnumda kokun.
Keşke gidebilecek gücüm olsaydı..
Adresi bilmediğim,
gidecek kimsemin olmadığı bir yere gitmek!
Şehirden,evimden,kendimden değil..
senden gidebiLecek gücüm olsaydı keşke!
Biraz kan sürmek istiyorum cümlelerime,
Biraz kırmızı ruj…
Biraz ateşe vermek istiyorum kelimeleri
Biraz göğün kızıllığına bulamak…
Her şey kırmızı olacak!
Sonra; sen ve her şey,
Gücüm olsaydı..
Uğruna yazılan bunca dizeyi,
Bir bavula toplar, sırtlayıp önüne atardım hepsini..
Tüm harfler amuda kalkar hesap sorardı senden ama,
Sen 29 harfi elinin tersiyle iterdin!
Sen;
Bu kadar kimsesizlikten nasıl da ölmez insan?
Düşün ki,
Azrail’in bile yeryüzünde yaşadığımın farkında olamayışını düşünecek kadar Ahmaktım.
Sonra sen geldin.
Seni,
Aşkını,
Sevişini,
Gözlerini,
Susuşlarını,
Cümlelerini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!