Asiye’m benim küçük kahve cezvesi
Başında var allı morlu yazması
Burnunda duruyor gümüş hızması
Asiye’min iki yanda gamzesi.
Evlerinin önü tahta köprüdür
Ateş yaktım dağlara
Gel bağlara bağlara
Oğlanlar kurban olsun
Yürüdüğün yollara.
Ateş yaktım dağlara
Baba temel taşıdır
Işık olur ışıtır
Uyurken de düşünür
Merhameti ısıtır.
Baba evin direği
Şu bağların nesi var
Bülbülü var sesi var
Yardan haber gelmedi
Gidin bakın nesi var!
Bu bağların çubuğu
Ne ağaç kalmış ne dal kalmış
Sararmış yaprakları rüzgârlar almış
O eski günler mazide kalmış
Bahar bitmiş, yürek kara kışa kalmış.
Masum umutları yağmurlar almış
Melül bakar bal gözlerin
Etti beni lal gözlerin
Çiçek açmış o gözlerin
Aldı aklımı gözlerin.
İçli bakar bal gözlerin
Gözlerine türkü yaktım
Sensizlikten beter bıktım
Bilinmez dertlere düştüm
Gençliğimi talan ettim.
Saçlarına hasret ektim
Bir gün olur gelirim
Ağarmış saçlarımda bulursun gül tenin
Bir gün olur gelirim
Perdenin arkasından silersin gözlerini
Bir gün olur gelirim
Çökerim karşı kaldırıma ve bütün gençliğim biner
Bir kuşun tellere konuşunda seviyorum seni
Sokaktan geçen faytonun yankılanan sesinde
Bir topun peşinde koşarken düşüyor gönlüm sana
Bez bebekle oynarken vuruldum sana.
Saklambaçta seni gönlüme saklardım
Gece gündüz varamadım
Ben bu sırra eremedim
Çok ağladım gülemedim
Bir menzile eremedim.
Yollar seni aşamadım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!