Nasip kısmetini beklerken
Kısmet de nasip olacağı vakti beklermiş
Ne bir eksik ne bir fazla
Tam da nasip kısmet dediğimiz anda.
Kızıl Deniz ikiye ayrılır
Ne ocak tütüyor
Ne kalem yazıyor
Ne yüzüm gülüyor
Ne de giden geliyor.
Ne çiçek açıyor
Ne acım geçiyor
Gölde miyim çölde miyim?
Fırtınada kum damıyım?
Gerçekte mi falda mıyım?
Bir karanlık yolda mıyım?
Ne bilinmez bir haldeyim.
Hatır bilmez dilde miyim?
Şu bozkırdan bir garip geçti
Yırtık hırka diyar gezdi
Tokacı kendine saz etti
Yalın ayak yere bastı.
Sen bozkırın tezenesi
Ömür su misali akıp geçiyor
Dünya pencere, bakan geçiyor
Çok yaşayan yüzü biraz geçiyor
Ecel ne yaşlı ne genci seçiyor.
Toprağa düşen çiçek açıyor
Sen ol sevdiğim dünümde, günümde
Salkım söğütlü bir bağ evinde
Saçlarına taktığın gonca gülünle
Salına salına gel gir kalbime.
Ihlamur kokulu bir yaz gününde
Salın atları yeşil çimene
Umut mu bağlanır gara dumana?
Böyle dert revamı insan olana?
İnsanın içinde feri kalmamış.
Salın atları yeşil çimene
Öyle bir aşkla geldim senin kapına
Sen benim dilimde en kutsal dua
Hayalim seninle bir mutlu yuva
Sana adım adım yaklaşacağım
Sana adım adım hep koşacağım
Sana gönlümü adayacağım
Şehadet yağdı tane tane karlardan
Çekilmediler siperlerden surlardan
Korlar düştü yüreklere karlardan
Hepimiz uğrunda ölürüz sen yeter ki dalgalan...
Usul usul basıp yollar yürürsen
Selam söyle eşi dostu görürsen
Bizim evin önüne de varırsan
Otur bir hasbihal et benim için
Otur da bir soluk al benim için...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!