******Mâvide sis var beyazda pas
******Ey cân alıcı Sitâre
******Sen beni renksiz bir gökkuşağına as
*****************************her hayât imgeli bir şiirdir
Örtüşen sorular var:” Toprak neden âzürde? ”
Çünkü tohumlar susuz “fidan” özlemekte cân
Burası düşe kalka nefes alan illetli bir şehir
Kırmızı sisler belirir gecenin en derin saatinde
Bataklık kuşları dolaşır çığlık çığlık gökyüzünde
Cenînler karışır suya inleye inleye
Bizse bemol ve diyezlerle ayakta durmaya çalışan sunî bestelerdik aslında
Saathâne meydanında müthiş bir telâş vardı
Hangi saati izlemeliydim şaşırdım
Her biri farklı vuruyordu saniyelerin tokmaklarına
Yüreğim takılı kaldı zamanın tik taklarına
Bir bankta buluverdim kendimi
Kentin en s/olgun düşlerine saldım hayâllerimi
Sabahçı sokağındaki yalnız bir saat
Hüzünleri kavuruyor un niyetine
Sen gidince güldürecek ne ân kaldı ne yarın
Hüzün trenine döndü yüreğimin meseli
Hasretimden bahsediyor cihândaki her yayın
Mısrâlara sığmaz oldu bekleyişin gazeli
Ey sevgili ağlayacak ne ân kaldı ne yarın
Hüzün trenine döndü yüreğimin meseli
Hasretimden bahsediyor dünyadaki her yayın
Mısrâlara sığmaz oldu bekleyişin gazeli
Yıldızlar filiz vermiş çekirdek gibi
Aydınlattı ruhumun sevincini
Bir bilsen ne de rahat içimi…
(Atakum-Şubat/2010)
Hep aynı senaryo aynı senarist
Bu sefer çok aç(!) kalmış galiba it
Kanla besleniyor ya yüreğindeki bit !
(Atakum/Haziran-2010)
Ölümün melda bir bakışı vardır
Hep gençlik aşılar âhirete
Ümit barındırır kervansı heybesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!