Nihal, hangi neyden,
hangi ilahî nağmeden kaçıp geldin ki,
sözlerin hâlâ semânın sükûtuna karışıyor?
Hatırla.
Bir ân gelir,
Seninle Barışın
Gecenin koynunda bir ateş yandı,
Söndü sandım, doğdu ışık ardından.
Seninle barışan gönül bilir,
En derin hüzün, en saf sevinçtir.
NİHAL'İMİN IŞIĞINDA
(Gölgeden Hakikate Yolculuk)
I. DÜNYA: GEÇİCİ GÖLGE
"Başkasına Aşk Olmasın"
Allah göstermesin, göstermesin
Başka gözlerde seni, başka kalbe yoldaş
Başka bahçelerde açan gül olmasın
Benim karanlığımda solan ateş.
ŞİİRLE KENDİMİ ARIYORUM NİHAL'İM
(Nihali Tarz'da İçsel Yolculuk)
Nihal’im: Aşkın Yaşama Biçimi
Nihal’im, aşk senin ruhunun sükûnetinde
filizlenen bir nehir gibi;
Freud der ki,
çocukluğun gizli bahçelerinde saklı telden,
Ben bir SEDİR AĞACIYIM,
Gür, sık, dip dibe ormanda…
Kokum odunsu, uzaklardan hissedilir;
Turunçgil ve adaçayı dedikleri, ama hep Nihal’im geliyor aklıma.
Ormanın yoğunluğunda, kalabalığında,
Nihal'in Sessizliğinde:
Bir Özür Bir Seyr-i Sülük Yolculuğu
Nihal'im…
Sen ki, sabahın ilk ışığında uyanan
Nihal’im
Nihal’im, sen bendeki suskun toprağın
Gizli dilinde açan bir nazlı tomurcuğusun.
Ruhumun derin kuyularında
Saklı duran ilk cemre, senin adınla üflenir.
Nihal’im: Yorgun Omuzların Risalesi
Omuzlarına yaslandım, Nihal’im,
Üzerinde çağların yorgunluğu vardı,
Sanki bütün suskunluklar
Senin omuzlarında dinlenmiş gibiydi.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!