Uzaklardan bir hakikatin ruhu haykırır cismi ezerek…
Gel der, gel…sadece sen ol, gel…
Bir dönence misali, karanlıkların körlüğünün doruğunda…
Cismin ışığı gördüğü vakitte ki, görmek için çırpınışlarında…
Hay’at, çok garib…
Bekler ruh ikizini, EŞ’ini gecenin derinliğindeki dehlizde, çığlıklar içerisinde…
Ama duyulmaz sesi, geçmez cismin kulağından…
Tüm bunlar bilinir ve hissedilir…
Hisler bir mızrak gibi yola çıkar ışık hızıyla isteyene…
Hepsi bir tesadüftür cisme göre…
Oysa HAK’ikat tam tersine…
İsteyen, yola çıkan, avazlanan, sadece O’…
Sevgiyi baki kılmak için, sevgiden renkler oluşturmak, ‘’AŞK’’ı cisimle görüp yaşamak…
Bazen dokunmak, koklamak, tadmak…
Cisme mahkum olanlara, bedenden sıyrılanı misal kılmak…
Ne mutlu hissedene, ne mutlu kutlu vazifeyi sevgiye çevirene…
Sevgiden ‘’AŞK’’ kokan ‘’BİR’’olanı dillendirene…
Eyy Kainat….İşte gerçek Hay’at…
İşte gerçek olan, ruhların raksıyla sergilenen bedenin, HAKKI’’ terennümü…
Her bir dönüş, bir dağılış, bir kuruluş…
Her dağılışın müjdesi, aydınlığa çıkan yolun sesi…
Ruhumuzun sesini dinleyelim, yol verelim ruha…
Ol’sun, Ar’asın, Bu’lsun, ‘’Kün feyekün’’ diyeni…
Emrah Bekci 2Kayıt Tarihi : 30.10.2013 03:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!