Dinmez Er Şiirleri - Şair Dinmez Er

Bir sancılı duygudur sevmek,
Çeker dururuz yıllardır.
Hazin bir ayrılıktır ölmek.
Ne yaşadıysak yanımıza kardır.

Sırlarla dolu odam soğuk,sağır ve dilsiz.
Masa kocaman ağır bir ayna,köhne sandalye,
Sandalyede çökmüş,kocamış bir adam.
O kocaman aynadaki görüntüde adam yalnız.
O adam, ben...
Çukurlarında kaybolanelemli gözleriyle,

Aşkların en imkansızına,
Hiç olur mu? demeyiz.
Olmaz, olmaz deme,
Olur mu, olur! diye.
Hayal denizinde yüzeriz.
Aşık oldum ben sana! ..

Kızak kaymadım çocukken, kartopu oynamadım.
Kayağa gitmedim hiç, buz pateni yapmadım.
Doğmadım, büyümedim ben bu topraklarda,
Bir garip yabancı, bir işçiyim bu diyarlarda.

Gümüş sahillerden, altın kumsallardan geldim.

İşporta, kaset tezgahlarında dolaşıyorum sanki...
Beraber yürüdük biz bu yollarda...
Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek...
Kolay, sıradan kelimelerle tasarlanmış övgü ucuzluğu.
Tek sıra olmuş yağdanlıklar yağlama çalışkanlığında.(?)
Kızmalı, öfkelenmeli, lahavle mi çekmeliyim acaba?

Kahve içmiyorum bıraktım gülüm,
Kışkırtıcı ve sıcaktı dudakların gibi.
Sigarayıda bıraktım gülüm
Hayalin dumanında dalgalanıyordu.
Ben aslının peşindeydim çünkü...
Rüyalarım seininle doluydu.

Mevsim Halleri


Sarı saçlı evrenin oğlu göz kırpıyor göklerden
Mavi, mavi gülümsüyor güneşe deniz
Rehavet çökmüş dalgalar mışıl, mışıl uyuyor

Yazılmamış kanunlar var bilmen gereken
sevilmek istiyorsan eğer şair
hep isteyecekler verecek, hiç almayacaksın
onuru unutacak, gururunu kıracaksın
sözün gümüş, sükutun altın olduğunu
aklından çıkarmayacaksın.

Düşlerim sessizdi
Sezmiştim gelmeyeceğini
Ötelerde puslu karanlıkta
Trenler gelip geçiyor
Hep bir şeyi bekler insan
Kayıp zamanlar içinden

Kapalı kapılar davet eder,
Gürültü sessizliği çağırır.
O sessizliğin içinde ben hep varım.
O çağrıya da ben hep koşarım.
Buz tutmuş kalbini sıcak bir anahtarla açarım.
Yapma, n'olur yapma!