hasretin ışıklı koridorlarında yüzüyorum
etrafı sarıyor büyük bir soluk gibi gece
deliyor tel tel aydınlığım
karanlığın boğazında düğümleniyor her bir uç
gözlerimden kan kızılı akıyor bağrına
dağların ardına çekilirken
ben ateşten yaratıldım
keder dolu ateşten
sonraları sevgi karıştı içime
aşkla doldum
onsuz yangınım büyüdü
mümkün müdür
büyütüp ellerimi devleştirerek
sana uzanan şu yolu kavrayıp
en kıvrak yerinden göğsüme doğru
olduğun şehri yanıbaşıma taşımak
yıllanmış içimde şarap gibisin
berrak akıcı duru görünüşün
kırmızılığında şehvetin
öyle lezzetli doyumsuz içimin
her hücremde yalnız sen varsın
dudaklarımda eziyorum zamanı
camlara çarpıp geri geliyor
eriyor dilimin ucunda
kulağımda sesleri
gölgesi düşüyor an’a
müziğin ritmiyle kendilerinden geçerek
rüzgârın eşliğiyle dansa katılıyor
köklerinden kurtulmuş sarı başaklar
kuşlarla birlikte uçuyorlar
ayaklarından taş toprak yağıyor yeryüzüne
neşe saçıyorlar
Selam Dilek
Huseyin Avni Sozen'den isen bana mail at mutlaka. [email protected]
Syg.
Cuneyt Evliyaoglu