Zaman! Savruldu eteklerden zaman!
Genişleyen hızdan başa dönen zaman!
Aşk, varlığın teninde birleşirmiş oysa
Cömert renklere kavuşan toz
Allah’ın divanında kubbesi en yüksek emirmiş
kader yeniliyor yine kendini
umutları eriterek
hasretleri kovalayan bir akşam üstü
güneşi uçlarında tüketerek
camlarda yansımaları sızı sızı
bir kuş uçuyor gün doğumuna
biri daha biri daha sürü sürü
bütün kuşlar cennette
kanatlarında eriyor gece
kanatlarında son gölgeler
şimdiyse duymak istediğin
aşk nağmeleri
dostluk dolu günlerin peşi sıra gelen
sesimden tadına doyamadığım dediğin
taşınıverdi sevgi bir yerden her yere
şehrin yanıp sönen bakışlarıyla
kılavuz ışığını bekliyorum ümitle
ıssız bir sarı tepenin omuzlarında
gece kuşlarıyla
gözlerimin karasından ufka kadar uzanıyor her yan
ağustosun kurumuş kurutmuş sıcak güneşi
yalarken dağların yamaçlarını
tabiatın canlarını topluyor bir bir
devrini değiştirirken gök kubbede
hıncını alıyor soğuk günlerin
sus
olmasın gidişin
karalar bağlamış özlemli ses tonuyla
kanayan kalbim dudaklarında kalmasın
konuşma
soğuğun sakinleştirdiği yağmur
beyaza dönerken usulca
gece aydınlanır mumun titreyen alevinde
şehrin çıkmaz sokaklarını doldurur rüzgâr
sigaranın ateşini besler gece
ey! dilsiz kör gece
yok mu karanlığını delen aydınlık
seni güne kavuşturacak merhamet nerede
göz yaşların
yıldızlar gibi yağıyor semâdan
yalnızlık ne acı şey
katran karası
ne katlanılmaz
dayanılmaz
buzlu bir yatak bekler her gece
Selam Dilek
Huseyin Avni Sozen'den isen bana mail at mutlaka. [email protected]
Syg.
Cuneyt Evliyaoglu