Hayli zaman oldu görmeyeli yüzünü,
Tadi yok artik
Eylül isyanlarina bezenen öykülerimin,
Newroz'da cikip gelsen diyorum,
o gün gülümser mezopotamyam,
Çöker milyarlarcası üzerimize
Kararan geceyle parlayan yıldızlar;
Gök kubbeyle ayrılır yolları
Tükenir intihar eder içlerinden birkaçı..
Kayar çoğu evrenin kuzeyine doğru,
Onlarla berabar yol alır gözlerimiz,
Her hangi bir öykü degildin,
Ne bir şiir,
Nede roman tarzinda,
uzun serüven dolu bir heyecan,
Birbirine carparken bacaklarin,
Gözlerin dalmişken uzaklara,
Sevgili Dostum;
Bir aşk içerisinde seni hak ediyorsa kadın,
Ona vermen gerekenin daha fazlasını öde,
Bu bedeldir,mücadeledir,kavgadır.
Onu asla yanlışlarından ötürü yargılama
Yaptığın sadece onu incitmekden ileri gitmez.
Hiç değişmez sureti aşkın,
Tüm dillerde aynıdır şöhreti
Hep bildik masumiyeti vardır,
Kendisini insanlara özgü kılar,
Ona inanlar mutlak vurulmuştur birkez.
Fakat herzaman cehennem’de yanar aşk,
Aşk bu aniden gelir,
Ocak’da doğan güneş gibi,
Ani verilen yıkım emri gibi.
Oturur bekleriz günlerce
Hiç sevmediğimiz caddenin
İlk evinde mutlumusun?
Soruyormusun kendine
Bu yuvarlak evde neyin nesi?
Ellerinle okşuyormusun
Kardan,yagmurdan uzak
Anası taşır onu,beş aylık karnında,
Göze görünmez,el kadar bir oğlan,
Dört gözle yolunu gözler anası,
İşlemeli küçük çorapları elinde.
O dünyaya geldiği zaman
Vurun
Yıldızları gök yüzünde vuranları,
Yaşadığını sanmayın,
Ölüyor bir yıldız hemen şurada.
Söndürmek istiyorlar ışıklarını,
Tanrı uyandı yatağından,
Gelmek istedi bizim yakaya,
Yol üzeri uğradı zengin köşküne.
Kahvaltı masasına baktı bir süre,
Ayakda dikilen hizmetciye kaydı gözleri,
Yutkunduğunu görüp üzüldü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!