Koştum,onlara koştum
Mavi uçurtmaları vardı,
Kısa boyluydular,
Yürüdüler bugday tarlasına.
Kırmızıydı rengi başakların,
Düşünmeyenlerin gölgesine gizlenmeden,
Yeryüzünü gezerek boydan boya,
Acligi,seni,bahari,
Savurmadan bir kenara,
Düşünmek;
Birazdan
gün geceyi sayiklayacak,
Ve Susacaksin,
Derin bir uyku sonrasi,
Acacaksin gözlerini,
Farkinda olmadan yazdiklarimi okudum,
Farkinda olmadan suskunluklar kemiriyor icimi,
Farkinda olmadan şarabimin efkarina kurban gidiyorum,
Bugün
Gök kubbe maviye,
Yer yüzü,
Boyanmakta kan kizilina,
Kar beyazi tenini,
Eee
Benim Dul karim,
Dolaşmadim henüz bedeninde
doyumsuz bir haziran akşami,
Dün gece
Biraz dinleyin beni,
Konuşacaklarım var,
Herkes öldüre bilir halkını,
Kimi kılıçdan geçirir,kır atı üstünde,
Kimi idam sehbasına çıkartarak,
Kimisi’de acımaksızın ırzına geçer.
Ve gece düŞlerin bittigi yerde tüm yasaklarini kaldirmaktaydi,
perdemin bir kanadi güneye dogru savrulurken,
yasaklarin koynundan gelen sessiz türküye kulak vermiŞti titrek agac yapraklari,
gemilerin kiyiya sürükleniŞine benzemekteydi zaman,
vakitli vakitsiz sevdalar bir bir gelip ardi sira sitemlerle gitmekteydi
umudunu yitirmiŞ bir halkti yüregim..
Gazetenin ilk sayfasına uzanmış yatıyor
İdamını bekleyen tarih
Hasankeyf!
Birinci sayfasında gülümsüyor
Sakalı parlak,içi geçmiş bakan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!