ve insansız doğadan
doğasız insana
geldik geliyoruz
ruhunu teslim ediyor
dünya yavaş yavaş
Ben ne vakit oturup
Denizi seyretsem
O yemyeşil yosunlar gibi
Usul usul yeşillenir de içim
Dağlara sonra / dağlara
İlişir hep gözlerim
Nereye baksam ne an
durgun ve bulanık bir zaman
bulanık ve ıssız, ıssız ve uzak
nereye baksan ne an
paramparça herşey
darmadağan
Sessizce kapıyı açtı
(Bir kahveydi, dolu)
Kısa biran durdu:
''A... koyayım hepinizin! ''
Kime olduğunu bilmediğim
bir sitem var içimde
gittikçe dalgınlaşıyorum
Ne akşamın huzuru
ne sabahın umudu
her şeyin sustuğu anları bilir misin
duyguların ses vermeye başladığı derinden
anıların özlemlerin sevgilerin ayrılıkların
bıçak açmaz hani ağzını
dalıp dalıp gidersin uzun derin
perde perde açılır hüznü hayatın
insanlara sorarsan
aslanın ağzında
kimi güle oynaya
kimi acıya sızlaya
balıklara sorarsan
işçi evleri durgundur
akşamı sakin sofrası yoksun
bütün dünyası televizyondur
memur evleri bungundur
herşeyi hesaplı planlı
Karanlığın ışığa ölümün yaşama
Soluk aldırmadığı zamanlar
Her şey olağan, çirkin ve acı
En küçük bir umut yok
Günden güne kararıyorsun ülkem...
yine birşey var - kıvranıp duran
beyninin o bir türlü dağılmaz
uzak ve sisli ufuklarında
bir insan yüzü
kırık bir ezgi
Sevgili Devran, sana belki buradan ulaşabilirim diye yazıyorum. İyisin umarım. SERAP HOCA ŞİİRİNDE NE VAR? başlıklı yorumun 3. şiir kitabım İNADINA YAŞAMAK'ın arka kapağında... Kitabımı eline alan önce senin değerlendirmenle karşılaşacak. Sağol dostum...
UNUTULMAYACAĞINI BİLMENİN VERDİĞİ HUZURDAN DAHA GÜZEL NE VAR Kİ DOSTUM?
Dilemma
-Devran'a-
Gönül yorgunluğu kadar ağır yük var mı
Ya da
Uykusuz gecelerin hissiyatını
Var mı taşıyacak ben gibi?
Şimdi uzaktan bakıp da
Anlar gibi bakmasın
Ve söylene söylene ezberlenmiş
Öğütler vermesin kimse bana.
Kulaklar ...