Bazen susar nefesin,
Donar dilin.
İstemsizce uzanır ellerin,
Boşluğu sarar yorgun kolların.
Bir damla yaş yıkar gidişinin ayak izlerini,
Gözlerin takılır tavanda bir noktaya.
Gidelim, Aze.
Gidelim.
Çocuk gülüşlerimiz takılmasın düşman postallarına.
Üzerimize yağmasın kurşunlar.
Benim yüreğimde sen,
Senin yüreğinde sevda.
Sensizlik diyorum, sensizlik azizim...
Yağlı urgan,
Dilime mıhlanmış kurşun,
Dudaklarımı kanatan tek zincir,
Bıçağın en keskin yanı.
Ihanetin dün gibi aklımda,
Hele o gözlerime bakıp,
Ben yalnızca seni sevdim deyişin,
Kaç kere sever bir yürek,
Yada yüreğin kac kişilik senin?
Daha onunla yaşayacağım yıllarım var.
Elimden tutup bir kere okula götürmedi ki,
Gözlerime bakıp "Kızım, neyin var?" demedi ki.
Saçlarımda parmaklarının izi yok,
Arkamda gölgesi.
Babamı geri ver, kara toprak.
Bak yine sustun
Oysa bir kelimene bin can vermeye hazır dı bedenim
Duymadın
Bilmedin
Görmedin
Yine görme
Bana “Aşk nedir?” diye sordu.
Sustum.
Cevap veremedim.
Bilmiyorum, anlamıyorum sandı.
Yine sustum.
Umarsızdı gece
Duygularsa kaçak
Göz süzüyordu yokluğunun hasreti
Göğsümden kan yerine aşk akmalıydı
oysa
Mutluluk dolu hayaller kuruyordu çatlamış ellerim
İçimdeki seni harf harf dökmek isterken o beyaz kağıtlara
yutkunup yutkunup sustugum günü anladım
Aşk bana yasak
Sana ise uzaktı
Mesafeleri uzaklık sanıyordum
Gecenin ürkek saatlerinde,
Bir kıvılcım düştü.
tam da yüreğimin orta yerine,
Yarı uykulu yarı uyanık,
Sanki devrildi bir bir içimdeki camdan duvarlar.
Hayranınım deniz hanım
Siz İzmirlisiniz galiba. Ben de Aydınlıyım, hemşeri sayılırız. Birbirimizi takip etmeye yorumlamaya ne dersiniz?
Dost selamlar.