Ben yoruldum hayat
Maskeli yüzlerden
Her gün saçıma dolan aklardan
Yüzüme gelip yerleşen derin çizgilerden
Ben yoruldum hayat
Çocukluğumun en kara günüydü,
Annemin beni bırakıp gidişi…
Henüz ölümü idrak edememiş bir çocuğun,
annesinin dönmesini beklemesi kadar yandı canım.
Hep bir mahkûmun kirpik arasından baktım hayata,
Ben senin üstüne kürek kürek toprak attığım günü anladım.
Bazı insanlar gömülmeyi, bir mezar taşını bile hak etmiyor.
İçimden gelmeyerek okuduğum duayı bile hak etmiyor.
Dile kolay, yüreğe zor geliyor sevdiğini üstündeki bir dal çarşafla bırakmak.
Seni diri diri yüreğime gömdüğüm günü, hayatımın en kötü günüydü.
Ah, yürek yangın yeri
Kelimeler lal...
Yine acının sokaklarını arşınlıyor
Titrek ayak parmak uçlarım.
Sevgi diye yudumladığım kaçıncı ağu,
Kaçıncı ölümlü gece?
Yüreğimin duvarları siyaha boyandı.
Bilemedim...
Göremedim...
Sensizlik boynuma dolandı.
"Dur!" diyemedim...
Gidemedim...
Yavaş yavaş terkediyorum koca şehri,
Her kaldırım taşına bin gözyaşı döktüğüm o şehir
Istanbul,
Birkere daha sıyrılıyor sıtkından,
ve içimde yarı alev almış korlar.
Sen adam
Varlık ile yok arasındaki
O derin
O naif o buğulu sesin tek sahibi
Yürek hanemdeki soru işareti
Kim bilir kaç geceyi şahit ettin yalnızlığına
Mayın tarlasına döndü yüreğim
Çekildim bir köşeye izledim sessizce
Benim canımı yakma çabalarını insanların
Ağızlarından çıkan nefret sözlerini dinledim
Ve öğrendim aynadaki yansımadan başkası düşünmezmiş seni
Yoluna adaklar adarım sanma,
Uğruna yılları harcarım sanma.
Gidişini bir kalemde unuturum sanma,
Ben seni affetmem; yıllar affetsin.
Seni beklerken arkandan bakıp
Aglayan gözlerim affetsin.
Bir gülüşü var dı
kelebek görse ömrü uzar dı
bir bakışı var dı
sanki çağlayan volkan
derinden ve içten dizeleri var dı
Hayranınım deniz hanım
Siz İzmirlisiniz galiba. Ben de Aydınlıyım, hemşeri sayılırız. Birbirimizi takip etmeye yorumlamaya ne dersiniz?
Dost selamlar.