İnceden kısalır gün
İnceden kısalır yaz akşamlarının sesi
Bilindik bir şarkı toplar gider mavilerini
Ardından eylül eylül bakarsın
Geçen hafta yazda kalır birazdan
Ey göğü delik deşik eden gökdelenler,
Aşkı saklayan Dragos’a kafa tutabilir misiniz?
Can giriyor araya;
Anca kafasını tutabilirsiniz…
Dünyanın ;
İlk yakamozu kadar özel ve güzelsin
İlk güneşinin doğuşu kadar muhteşem
İlk açan çiçekleri kadar taze
İlk kuşları kadar özgür
İlk şelalesi kadar cesur
Büyüten, yücelten, kollayan
Koruyan, düşünen, ısıtan, yakan
Giden, gelmeyen, sevmeyen
Unutan, umursamayan
Huysuz ve tatlı bütün kadınların
Kutlu olsun
Mayısta şiir yazdığım
Dut ağacını kesmişler
Ev yapmak için
Gel de şimdi bu şehirde
Sana şiir yaz…
Birden bir şiir çeker kolundan
Alır seni şarkılara teslim eder
Dışarıya gerilmiştir yaz perdesi
Dünya yanına diz çöker
Derken deniz deniz olduğunu hatırlar
Hava sıcak olduğunu
İnsanlar dökülüyor olmalı ağaçtan
Ki kaldırımlarda bu kadar çok ayakkabı…
Bu göl kuruduğunda
En derinde kalan balık sen olacaksın
Bulut bulut yağmur getireceğim sana
Isınmamış kürelerin kirpiklerinden
Yüzgeçlerinden can bulup sevgili
Ve sen yine yüzüp geçeceksin
Derin sulardaki nefesim
Kızgın çöllerdeki suyum
Karlı dağlarda tüten ocağım
Şehrin son durağı
Kuru gürültülerin sustuğu yerim
Suskunluğumu kıran o sevdiğim şarkı
Hoşça kal yirmi üç yılımın geçtiği ev
Odamın sarı duvarları
Duvarda gömleğini çıkaran kadın tablosu
Penceremden gözüken
Büyükada’nın en tepesindeki ağaçlar
Sandalyeye çıkınca görünen deniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!