Dizildi sıra boyu,
Oğuz’un atlıları.
Savaş naraları atarak,
Yağıya kılınç vurdu.
Ardı kesilmez oklar,
Орыстанып кетеміз,
Араб болып кетеміз.
Не болды бізге, бауырым!
Не болды бізге, Тәңірім!
(1) TÜRKÇÜLÜĞÜN YIRTICISI
Yaş kezinden, son demine,
Nihâl, avcı bir kuş idi.
Yalana ve riyaya tapan,
Bir halk olup çıkmışsınız.
Başınızdaki haine ve dalkavuklarına,
Tanrı gözüyle bakar olmuşsunuz.
İslam islam diyerek,
Şeytanın yolunu tutmuşsunuz.
Üç beyaz tel gördüm başımda,
Saçlarımda.
Parlıyorlar;
Aynada, görüyorum,
Sen bir kuşsun, kanatların erkli, fakat dur,
Fırtınam, kırar özgürce uçuşlarını.
Ufuklarına kar yağdırır hoşnutsuzluğum,
Sisli, dumanlı zihnim sana geçer, bulaşıcıdır,
Saptırır sana istikametini, yolunu.
O acı bakan gözlerinde
Bir de
Güvercin tedirginliği var
Seziyorum
Гүлүм, жалгызым, байлыгым, сүйгөнүм...
Өмүрүмдүн бир бөлүгүн сага бөлдүм,
Жана мынчалык көп дарттын ичинде, ката жасадым да сенден жакшы сезимдер күттүм!
Билбейм сен да ушундай эле үмүттөндүңбү,
Байкагансындыр, сен үчүн бакытымды түгөттүм.
Hatırlıyor musun, kütüphanede buluşuyorduk.
Yollarımızın kesişmesi bir tesadüf mü oluyordu,
Ki, geri dönüşlerimiz yok muydu geceleri,
Yürüyerek bazıları, yağmur altında…
Çiseliyordu, bir anlık bir sokak lambası ardında,
Gözlerime bakmıştın, öyle kalakalıp,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!